Çeviri: CM Punk 2014'de WWE'den Ayrılıyor (Part 1)
Yazar: Dave Meltzer
Tarih: 3 Şubat 2014
Punk'ın ayrılık dönemini observerdan tarih sıralamasıyla takip edelim.
CM Punk’ın durumu, WWE’de büyük bir gündem maddesi hâline geldi. 27 Ocak’ta Cleveland’daki Raw yayını başlamadan yaklaşık 30 dakika önce Vince McMahon’a eve döneceğini söyledi ve gerçekten de döndü. O akşamki programa çıkmadı ve ertesi günkü SmackDown çekimlerinde de yer almadı. WWE, o zamandan beri onu tüm şovlardan çıkardı, ancak bu yazı yazıldığı sırada hâlâ 23 Şubat’ta Minneapolis’teki Elimination Chamber şovu için reklamı yapılıyordu. Ancak bize söylenene göre, o şovdan de çıkarılacağı kesinleşecek.
Ne olduğu tam net değil. Geçtiğimiz hafta boyunca, özellikle de Punk’ın Chicago’daki UFC gösterisi öncesinde Ariel Helwani ile yaptığı röportajda, sözleşmesinin Temmuz ayında sona ereceğini açıkça dile getirmesinin ardından, onu tanıyan birkaç kişi, ayrılmasına şaşırılmaması gerektiğini ifade etti. İki farklı kişi onun Temmuz’da “kesin olarak gideceğini” söyledi, bir diğeri ise Temmuz’a kadar bile dayanamayacağını düşündüğünü belirtti.
Kreatif süreçle ve parayla ilgili bazı memnuniyetsizlikler vardı, her ne kadar son birkaç yılda ciddi anlamda para kazanmış olsa da. Bu, bir anda verilen ani bir karar olmaktan çok, zamanla biriken bir durumdu. Bize anlatılana göre, artık dayanamayıp McMahon’a eve gittiğini söyledi. McMahon, Royal Rumble’daki olaylardan sonra Raw’un kontrolünü sağlamak adına programı baştan yazmakla meşgul olduğu için tüm gün boyunca çok yoğundu ve seyircinin yayını bir kez daha sabote etmesini önlemeye çalışıyordu. Punk, şovda Kane ile olan PPV maçını inşa etmek için planlanan bir röportaj segmentinde yer alacaktı; bu maç, WrestleMania’da Triple H ile karşılaşacağı planlı maça giden yol olacaktı.
McMahon’ın yoğunluğu nedeniyle Punk, onu ancak akşam 7:30 civarında görebildi ve o anda ayrıldığını söyledi. Raw’daki Kofi Kingston – Alberto Del Rio maçının bu kadar uzun sürmesinin sebebi, Punk’ın segmenti için ayrılan sürede gerçekleşmiş olmasıydı. Maç, zaman doldurmak için ikinci segmente uzatıldı, böylece şovun en önemli “para getiren” bölümleri doğru zaman dilimlerinde kalabildi.
WWE içinde birkaç haftadır süregelen genel düşünce, Punk’ın Temmuz ayında ayrılacağı ve yeni bir sözleşme imzalamayacağı yönündeydi. Harcamaları az olan, parasını biriktirmiş ve çalışmak zorunda olmayan biri olarak biliniyordu. Bu da ilginç bir dinamik yaratıyordu, çünkü kadrodaki az sayıdaki isimden biri olarak, şirketin ve Vince McMahon’ın, kendisinin onlara ihtiyaç duymadığını bildiğini biliyordu. Diğer güreşçilerin çoğu işlerini ve yerlerini kaybetmekten korkarken, onun için durum böyle değildi.
Şirket içindeki genel kanı, Punk’ın hiçbir zaman daha yüksek bir konuma getirilmeyeceğini fark etmesi yönündeydi. Asıl amacı WrestleMania’da gerçek anlamda main event'e çıkmaktı. Ancak, şirketin “zirve yıldız” için belirlediği kalıba uymadığına inandığı için hiçbir zaman o kişi, o merkezî figür olamayacağını düşündü.
Durumun nasıl bu noktaya geldiği ve bardağı taşıran son damlanın ne olduğu ise bu yazının yazıldığı anda bilinmiyor.
Durumu yakından bilen bir başka kişi, bunun bir tükenmişlik vakası olduğunu ve bir yandan kariyerinde hiç bu kadar çok para kazanmamış, bu kadar ünlü olmamış ve güreşten bu kadar şey elde etmemiş biri olmasına rağmen işinden uzun süredir mutsuz olduğunu belirtti. Punk, hiçbir şey kazanmadığı ya da çok az para kazandığı dönemlerde bile güreşi seven biriydi. Vince McMahon’la hiçbir zaman kişisel bir bağ kuramadığı, şirketin tarzına uygun biri olmadığını bildiği, onların “yıldız” tanımına uymadığını hissettiği ve elde ettiği başarıları kendisine verilen fırsatlardan değil, bu engellere rağmen yakaladığını düşündüğü belirtildi. Bu durumda, uzun süredir süregelen iletişim sorunları ve çözülmemiş meseleler olduğu, bunların geçen yıl boyunca devam ettiği ve son dönemdeki kreatif hayal kırıklıklarının bu durumu pekiştirdiği ifade edildi.
SmackDown çekimlerinde Punk’ın yerine Sheamus kullanılacak. Punk, bu şovlarda ana yıldız olarak duyuruluyordu. Bu yeni bir dönem anlamına geliyor ve bu işte hiçbir şeyin imkânsız olmadığını unutmamak gerek; bu yaşananlar bir “work” olabilir. Ancak bunu kesin olarak anlamanın tek yolu, WrestleMania gelip geçtiğinde hâlâ dönmemiş olması olacak. SmackDown’da bundan sonra ana yıldız olarak Daniel Bryan duyurulacak, çünkü John Cena genellikle Salı günkü çekimlere katılmıyor.
Punk, 25 Ocak’ta Oregon, Portland’daki Wizard World Comic Con etkinliğindeydi. Chicago’dan Portland’a uçtu, oradan tekrar Chicago’ya dönüp UFC şovuna katıldı ve ardından Royal Rumble için Pittsburgh’a geçti, en sonunda ise Cleveland’dan ayrıldı. Soru-cevap bölümünde WWE hakkında oldukça isteksiz bir tavır sergiledi. Eskiden kreatif ekiple tartıştığını ama artık sadece gelip kendisine söyleneni yaptığını söyledi. Bu yılın Daniel Bryan’ın yılı olduğunu düşündüğünü sıkça dile getirdi ve kısa vadeli planlama ile rezervasyon (booking) anlayışını birkaç kez eleştirdi. Pek çok açıdan bu, Steve Austin’in 2002’de ayrılmadan önce yaşadıklarına benziyordu: Austin, kreatifi kamuoyuna açık şekilde eleştirmeye başlamıştı ve bir hafta sonra gitmişti (gerçi onun ayrılışı, Lesnar’a herhangi bir hazırlık olmadan Raw’da temiz bir şekilde yenilmesinin istenmesiyle tetiklenmişti—halbuki Lesnar’ın büyük bir PPV için herkesi teker teker yenerek gelmesi planlanmalıydı).
Punk, UFC’nin Chicago’da gerçekleştiği dönemde evinden, MMAFighting.com muhabiri Ariel Helwani ile uzun bir röportaj yaptı. Bu röportajda, sözleşmesinin Temmuz ayında biteceğini ve bununla ilgili herhangi bir şey söylemenin bir anlamı olmadığını belirtti. Eğer sözleşme yenilemeyecekse bunu şimdi söylemeyeceğini, eğer “yenilemeyi düşünmüyorum” derse ama sonra imzalarsa insanların bunun bir “angle” (hikâye/kurgu) olduğunu düşüneceğini ifade etti. Ayrıca, 2011 yılında “ayrılıyorum” temalı hikâyeyi başlattığında, o zaman gerçekten %100 ayrılmayı kafasına koyduğunu söyledi.
O dönemde gelişen olaylar, onun üç yıllık yeni bir sözleşme imzalamasına yol açmıştı. Her zaman insanların düşündüğü kadar uzun süre kalmayacağını söylemiştir. WWE’deki birçok kişi, Punk’ın kreatif süreçten memnun olmadığını bize aktardı.
Aynı zamanda, şirketteki tam zamanlı çalışanlar arasında Punk, Batista, John Cena, Daniel Bryan ve Randy Orton en üst düzey isimler arasında yer alıyor. Batista tam zamanlı olarak planlanmış olsa da 45 yaşında ve geçmişte birçok sakatlık yaşamış bir isim. Ancak hakkını teslim etmek gerekir ki, MMA kampı gibi güreşten çok daha yoğun bir hazırlık sürecinde vücudu dayanıklılık göstermişti. Tabii MMA kampı iki ay sürerken, güreş takvimi asla bitmiyor. WWE teknik olarak “kimseye muhtaç değil” — Cena bile dâhil — ancak tepe isimlerdeki derinlik eksikliği ve sakatlık oranı göz önünde bulundurulunca Punk’ın önemli bir değeri olduğu kesin.
Ayrıca Batista ve benzeri örneklerde görüldüğü gibi, bir süre gerçekten ortadan kaybolursanız ve birkaç yıl dinlenip geri dönerseniz, değerinizi ciddi oranda artırabiliyorsunuz. Yılda birkaç büyük şova çıkılan “efsane” rolü, Jericho’nun yaptığı gibi yılda yarım zamanlı olarak ringe dönme (gerçi Jericho ve RVD örneklerinde görüldüğü gibi bu tarz dönüşlerde size verilen itiş gücü sınırlı oluyor) ya da tamamen ayrılıp sakatlıkları iyileştirerek bir süre sonra tam zamanlı dönüş yapma gibi seçenekler mevcut. Yeterince beklerseniz Batista gibi büyük bir geri dönüş elde edebilirsiniz.
Punk ile ilgili en önemli konu şu: Eğer birkaç yıl ayrılırsa, dönüşü gerçekten büyük bir olay olur. Yine de, 35 yaşında güreşi bırakmak pek sık görülen bir şey değil. Batista ve Jericho ayrıldı ama her ikisi de başka eğlence sektörlerine yönelmişti. Punk’ın ise bu tür bir yöne ilgisi olduğu pek görülmüyor.
Punk, bazı günler kendini gerçekten çok kötü hissettiğini, bazı günlerse ağrılarının daha hafif olduğunu söyledi ve son on yılda neredeyse hiç ara vermediğini belirtti. Geçen yıl iki aylık bir ara verdiğinde aslında daha fazla zaman geçirmesi gerektiğini söyledi. Henüz tamamen iyileşmemişti ama Payback PPV’si Chicago’da yapıldığı için geri dönüp Chris Jericho ile karşılaştı ve bu süreçte yüz karakterine (babyface) dönüş süreci başladı.
Daha önce de birçok kez belirtildiği gibi, kendisi sıcak bir yüz karakteriyken neden kötü karaktere (heel) döndüğü konusu onun, şirketin en iyi kötü karakteri olabileceğini fark etmesiyle ilgiliydi. Ancak en iyi yüz olsa bile en fazla ikinci sırada yer alabileceğini düşünüyordu. Heel karakter çalışmasının ardından yeniden babyface'e döndü. Yine de hep ana hikâyelerde yer aldı, The Shield’a karşı 1’e 3 maçları kazanıyordu ve WrestleMania’da Triple H ile bir maça doğru hazırlanıyordu. Bu maç main event olmayacak olsa da, şovda en çok öne çıkarılacak karşılaşmalardan biri olarak planlanıyordu.
Vince McMahon, bazen bir güreşçinin gitmek istiyor gibi görünmesini bir “meydan okuma” olarak değerlendiriyor. Punk’ın daha önce ayrılmak üzere olduğu dönemde olduğu gibi, şirketten gitmeye hazır gibi davranan birine, şirkette kalmak için her şeyi yapmaya razı ve işini kaybetmekten korkan bir güreşçiden daha iyi bir anlaşma sunma ihtimali olabiliyor.
Bu, ilginç bir strateji oyunu çünkü Punk, bireysel yıldızların genel değerinin tarihte hiç olmadığı kadar az önem taşıdığı bir dönemde, belki de şirketin en değerli ikinci veya üçüncü ismi konumundaydı.
Punk’a MMA yapmayı düşünüp düşünmediği de soruldu. Bunu yapmak istediği izlenimini verdi. İnsanların “bunu yapamaz” dediğini bildiğini, ama bu tür şeyleri bir meydan okuma olarak gördüğünü söyledi. Güreşte başardığı şeylerin de mümkün görülmediğini hatırlatarak, insanlara yanlış düşündüklerini kanıtlamayı sevdiğini vurguladı.
Bellator’un Punk’a dair en azından ön görüşme düzeyinde bir ilgisi olduğu belirtiliyor. Temmuz ayında WWE ile olan sözleşmesi tamamen sona erecek. Bazı insanların onun başarısız olmasını istediğini ve bu yüzden dövülmesini izlemek için yayına katılacaklarını düşündüğünü söyledi. Ama zaten haftada dört kez yüzüne yumruk yediğini de espriyle ekledi.
Bende oluşan izlenim şu: Punk, Batista’nın MMA’e girme nedenine benzer bir şekilde, bunu “hayat listesi”nden bir madde olarak gerçekleştirmek isteyebilir. Yüzeyde, Batista için bu büyük bir risk gibi görünüyordu ama sonunda yaptı ve zarar görmeden çıktı. Punk için de yüzeyde benzer bir büyük risk gibi görünüyor.
Bir zamanlar, büyük bir güreş isminin MMA yapması çok büyük bir olay olurdu — Brock Lesnar’ın UFC’ye girişi gibi. Ama şu an UFC'nin 0-0'lık birini (profesyonel geçmişi olmayan) kullanması pek olası değil. Zaten Herschel Walker’ı bile kullanmadılar. Lesnar ve Kurt Angle gibi isimlerse, amatör güreşte üst düzey kariyerlere sahip olduklarından dolayı ciddiye alınmışlardı. Bellator’un Punk’ı alması mantıklı olurdu ama bu, onun ulaşabileceği tepe noktasını ve PPV (ödeme başına izlenme) gelirlerini kısıtlar.
Ana mesele şu ki, Punk 35 yaşında ve yılların profesyonel güreşi nedeniyle vücudu oldukça yıpranmış durumda. Dövüş disiplinleriyle antrenman yapıyor olsa da, herhangi bir dövüş sporunda yüksek seviyede rekabet geçmişi yok. Bu yaşta, eğer amatör seviyede yarışmayı hedeflemiyorsan, sıfırdan başlamak çok zor. Ayrıca, gerçekten yetenekli bir rakiple karşılaşıp kaybederse, bu durumun onun WWE’ye dönüşü üzerindeki etkisi — ister hayranlar, ister yönetim açısından — nasıl olur, kestirmek zor. Üstelik ne tür bir meydan okumayı kabul edeceği de pek belli değil. Herschel Walker meydan okumayı kabul etmişti, büyük ilgi gördü ama seviyesinin altında rakiplerle eşleştirilmişti, dolayısıyla yenilmesi pek olası değildi. Ancak Walker, modern zamanların en büyük sporcularından biriydi.
Alberto Del Rio’nun önceki MMA geçmişinin onun için olumlu ya da olumsuz bir anlamı yok çünkü çoğu hayran bundan haberdar değil. Ama Punk öyle bir yıldız ki insanlar onun ne yaptığını mutlaka bilir. Batista bir dövüş yaptı, çok az kişi izledi ve bu durumun olumlu ya da olumsuz hiçbir etkisi olmadı, ama kaybetmedi de. Yenilseydi bir fark yaratır mıydı? Hayranlar açısından bakarsak, cevabım hayır olurdu. Çünkü güreş hayranları gerçek ile kurgu arasındaki farkı biliyorlar ve eğer biri onların gözünde bir yıldızsa, kişisel yaşamındaki sorunlar ya da hatalara rağmen o kişi hâlâ bir yıldızdır.
Punk ayrıca Vince McMahon’a (mesaj yoluyla) Ultimate Warrior’ı Hall of Fame’e kendisinin takdim etmek istediğini söylediğini belirtti, ancak onun WWE’den ayrılması bu ihtimali ortadan kaldırmış olabilir; zaten bu ihtimalin baştan beri çok gerçekçi olmadığı düşünülüyordu.
Punk, Warrior’la hiç tanışmadığını ama Warrior’ın PPV’lerden önce kendisine ilham verici mesajlar gönderdiğini ve aralarında bir bağ oluştuğunu ifade etti. Ayrıca Warrior’ı takdim etmesi beklenen Hulk Hogan’ın, Warrior’dan nefret ettiğini de belirtti.
Michelle Beadle / A.J. Lee olayı hakkında ise durumu küçümseyerek anlatmaya çalıştı. Beadle ile yaşadığı olayın, daha önce duyduklarımızla neredeyse aynı olduğunu söyledi ama bir ayrıntı ekledi: Beadle birkaç kadın arkadaşıyla birlikteymiş, Punk’ın yanından geçerken “Hey, fuckface” demiş ve sonra arkadaşlarıyla beşlik çakmış. Benim daha önce duyduğum her şey aynıydı ama bu beşlik çakma kısmı yeni, ki bu da Punk’ın neden bu kadar rahatsız olduğunu açıklıyor. Beadle, bu sözlerin bir “sevgi dolu selamlaşma” olduğunu iddia etmişti (ikili bir dönem kısa süreliğine birlikteydi) ve sonrasında Twitter’da, “kız arkadaşların erkeklerin kadın arkadaşlıklarını bozduğu” şeklinde imalı bir paylaşımda bulunmuştu.
A.J. Lee ile ilgili olanları (ki adını hiç kullanmadı, sadece “kız arkadaşım” dedi) çok daha farklı anlattı, olayı küçültmeye ve fazla bir şey yaşanmadığını ima etmeye çalıştı.
HHH ile Rener Gracie arasındaki bağlantıya da değindi: HHH ve Stephanie, Rener ile Eve Torres’i (eski WWE yıldızı ve şu anda kadınlara Jiu Jitsu eğitimi veren isim) çocuklarına Jiu Jitsu öğretmesi için getirmişler. Punk, ikisinin de çocuklara eğitim verme konusunda ne kadar iyi olduğunu övgüyle anlattı.
Network hakkındaki düşünceleri sorulduğunda, 1997’de bir hayran olarak böyle bir şeyin var olmasını çok isterdi dedi. Ancak bir güreşçi olarak, bunun etkisinin ne olacağını bilmiyor çünkü PPV bonuslarının nasıl etkileneceği hakkında kimseye pek bir şey söylenmemiş. Genel olarak güreşçiler arasında WrestleMania ödemeleri konusunda büyük bir merak var. Yeni anlaşmalarla birlikte Ekim ayı itibarıyla gelecek olan ek gelirlerle şirketin gelirleri artacağı için, teorik olarak güreşçilerin çok daha fazla kazanması gerekiyor. Ancak geçmişte TV anlaşmalarından güreşçilere herhangi bir pay verilmedi. Gelirlerinin büyük bölümü ya sakatlandıklarında ya da iyi kullanılmadıklarında aldıkları asgari maaş, ya da canlı etkinlik geliri, PPV geliri, ürün satışları ve video oyunundan alınan bir ücret üzerinden hesaplanıyor.
Network sistemi, canlı etkinlik gelirlerine fazla zarar vermez, hatta hiç vermez. Ama PPV gelirine büyük zarar verebilir ve DVD gelirlerini bir miktar düşürebilir. Bu nedenle dikkatle izlenmesi gereken bir durum. Ancak PPV ve DVD işleri azalsa bile, şirket network aboneleri sayesinde aynı ya da daha fazla gelir elde ediyorsa, bu network gelirinden güreşçilere nasıl bir pay düşeceği ciddi bir konu. Bir anlamda daha fazla gelir geleceği varsayıldığında güreşçilerin daha iyi ödenmesi gerek. Fakat bu gelir daha çok sabit hale geldikçe ve bireysel performanslara göre belirlenmedikçe, ana yıldızların ve büyük para kazandıran isimlerin değeri nasıl ölçülecek?
Batista’nın WrestleMania main eventinde yer almasına bir itirazı olmadığını, çünkü onun tam zamanlı geri döndüğünü söyledi. Ancak Dwayne Johnson’a (The Rock) aynı şekilde yaklaşmadığını çünkü onun işin içinde yarı zamanlı olduğunu ve WrestleMania’daki yerin, onu gerçekten hak eden birinden alınmaması gerektiğini düşündüğünü ifade etti. Umarım gerçekten böyle düşünmüyordur çünkü bu, onun ‘çekici isim’ (drawing card) kavramını tam anlamadığını gösterir. Johnson’ın geri döndüğü üç WrestleMania şovu WWE tarihinin en çok gelir getiren üç şovlarındandı ve bu doğrudan onun sayesindeydi. Batista, bu yıl Johnson’ın son üç yılda sağladığı etkinin yakınından bile geçemeyecektir — ki bu, Batista yardımcı olmayacak anlamına gelmese de.
Daniel Bryan konusu gündeme geldiğinde, Bryan’ın şovlarda en büyük seyirci tepkisini aldığını ama bunun Bryan’ın gerçekten mi popüler olduğunu, yoksa insanların sadece “Yes! Yes! Yes!” diye bağırmayı mı sevdiklerini bilmediğini söyledi.
İlginçtir ki birkaç gün sonra bir başka çizgi roman fuarında yaptığı soru-cevap etkinliğinde bu yılın Bryan’ın yılı olduğunu düşündüğünü ve WrestleMania main eventinde Bryan’ı görmek istediğini söyledi. Batista’nın arkadaşı olduğunu, geri döndüğüne sevindiğini, onun main event'de olmasına da bir itirazı olmadığını belirtti. Bryan’ın main event'de olması gerektiği yönündeki görüşünün, Batista’ya karşı bir saygısızlık olmadığını özellikle vurguladı.
Bu durum biraz garip çünkü bazı şeyler kendi kendini gerçekleştiren kehanet gibi. Bryan ve Punk’ın yer aldığı şovlar, Cena ve Orton’ın yer aldığı şovlar kadar büyük iş yapmadı. Bu da “Yes!” tezahüratlarının Cena’nın bilet sattığı kadar bilet sattırmadığını gösteriyor olabilir. Ancak çoğu durumda en büyük çekim gücü olan kişi, şirket tarafından en çok itilen kişi oluyor.
Bryan adına mutlu olduğunu çünkü onun nereden geldiğini bildiğini söyledi. Ariel Helwani, Bryan’ın “Yes!” tezahüratını Diego Sanchez’den çaldığını ama bunu hiç kabul etmediğini sordu (Bryan’ın bunu bazı röportajlarda kabul ettiğini duydum) ve Punk, günümüzde insanların her şeyi bildiğini, ama geçmişte insanların Superstar Billy Graham’ın her şeyi Muhammad Ali’den çaldığını bilmediğini söyledi. Üstelik Ali’nin de Gorgeous George’dan çaldığını belirtti.
Graham gerçekten de Ali’den çok şey aldı ama bunları kendi tarzına uyarladı ve birçok yeni şey yarattı. Dusty Rhodes da Graham’dan çok şey aldı — Graham, AWA’daki zirve dönemindeyken Dusty, Dick Murdoch’la birlikte AWA’daydı. Daha sonra Florida’ya kötü karakter olarak gittiğinde aynı tarz röportajları kullandı ama o da onları kendine göre uyarlayıp özgün hale getirdi.
Yorumlar
Yorum Gönder