Çeviri: CM Punk 2014'de WWE'den Ayrılıyor (Part 2)
Tarih: 10 Şubat 2014
C.M. Punk’ın (gerçek adıyla Phil Brooks, 35) WWE sözleşmesi altında geçirdiği sekiz buçuk yılın ardından ayrılması, geçtiğimiz hafta boyunca profesyonel güreş dünyasında en çok konuşulan konu olmaya devam etti. Şirketin gösteri düzenlediği arenaların çoğunda Punk için tezahüratlar yapıldı.
Geçen hafta içinde çok fazla şey değişmedi. Punk, 27 Ocak’ta Cleveland’daki Raw yayını başlamadan yaklaşık 30 dakika önce ayrıldı. Bu kararının nedeni hakkında pek çok iddia ortaya atıldı. Bunlar arasında Dave Bautista’nın geri dönmesinden ve WrestleMania’daki unvan maçını Randy Orton’a karşı alıyor olmasından dolayı öfkelenmiş olduğu söylentisi de vardı (ki bu, birkaç gün önce Ariel Helwani’ye verdiği röportajda söylediği “bu durumdan rahatsız değilim” açıklamasıyla çelişiyor).
Duruma yakın olanlar, basit ya da tek bir sebep arayanların asıl noktayı kaçırdığını belirtiyor. Onu yakından tanıyan hemen herkes, Punk’ın ayrılacağını bildiklerini söylüyor. Bir ara WrestleMania için Orton vs. Punk unvan maçı planlanmıştı, ancak bu plan bir süre önce değişti. WWE içinden bazı kişiler, 2011’de imzalanan üç yıllık sözleşmesi Temmuz’da biteceği için, onun bu tarihe kadar kalamayacağını düşündüklerini ifade ettiler.
Şirket içinden gelen bilgilere göre, Vince McMahon onu geri getirmek istiyor çünkü Punk, John Cena’dan sonra en çok ürün satan isim ve şirketin kilit performansçılarından biri. Ayrıca WrestleMania’da HHH ile yapılacak önemli bir maçın planlarında yer alıyordu. McMahon’ın bu durumu bizzat yönetmek istediği söyleniyor; çünkü normalde yetenek ilişkilerini yürüten kişi HHH, yani gerçek adıyla Paul Levesque. Bazıları, Levesque’in Punk’ın çekip gitmesini profesyonellik dışı bulduğunu ve şirketin ona ya da herhangi birine ihtiyacı olmadığını düşündüğünü belirtiyor. Ancak bu görüşünü açıkça ifade etmesinin en iyisi olmadığını, sessiz kalmasının daha uygun olacağını söylüyorlar. Zira bir televizyon yayınına çıkacak başrol konumundaki bir güreşçinin habersizce ayrılması genel olarak profesyonellik dışı kabul edilir. Fakat Levesque’in güçlü duygularını dışa vurması, insanların onun kişisel güreş açısını işin önüne koyduğunu söylemesine neden olabilir. Önemli bir detay da, Punk’ın WrestleMania’da HHH ile karşılaşma fikrine sıcak bakmadığını açıkça dile getirmiş olması. Bu durum, HHH’nin bir performansçı olarak yüzüne atılmış bir tokat gibidir.
Gerçek şu ki, HHH ile bir maç, onun gücü ve uzun süredir süregelen yıldızlığı nedeniyle, WrestleMania'daki en çok öne çıkarılacak maçlardan biri olacaktı. Öte yandan, Punk'ın Temmuz ayında ayrılmayı planladığı düşünülürse, uzun vadede şirkette kalacak olan HHH'nin (her ne kadar tam zamanlı güreşçi olmasa da yıllarca önemli bir figür olmaya devam edecek) Punk'a yenilmesi pek mantıklı olmazdı. Ve HHH kazanmak istemese bile, promosu ve maç yapısı açısından, sonunda tuş edilse bile rakibini gerçekten “over” göstermeme konusunda oldukça deneyimli biri.
Ve eğer Punk gerçekten ayrılıyorsa, HHH’nin onu yendirmesi için bir neden kalmaz, bu ancak o anlık seyirciyi memnun etmek için yapılabilecek geçici bir hamle olur. Ancak bu da, gelecekte HHH’nin üstün çıkacağı bir dönüş için planlı değilse, yapısal bir fayda sağlamaz.
WWE, konu hakkında kamuya açık hiçbir açıklama yapmadı. Ancak Punk, ileriye dönük tüm tanıtımlardan çıkarıldı. İsmi Raw’da hiç anılmadı ve kendisi için yapılan tezahüratlar hiçbir şekilde dikkate alınmadı. Bazıları, WWE’nin 2002’de Steve Austin’in benzer şekilde ayrılmasından sonra yaptığı gibi büyük bir karalama kampanyası bekliyordu, ancak şirketin bu konuda artık daha temkinli davranmayı öğrendiği düşünülüyor.
Yine de şirket onun geri döneceğinden pek emin görünmüyor. Punk, programın açılış jeneriğinden çıkarıldı ve yerine Kane'in görüntüsü konuldu. Uygulamadaki bir grafikten çıkarılarak yerine Cena yerleştirildi. 4 Şubat’ta bir lisans sahibine, bundan sonra kullanılacak tüm ürün grafiklerinde Punk’ın çıkarılması ve yerine Randy Orton’ın konulması talimatı verildi. Bu son hamle özellikle uzun vadeli bir karardı ve bu, onun kısa vadede geri dönmeyeceğinden oldukça emin olduklarını gösteriyor.
Onunla konuşan ve ayrılmasını beklememizi söyleyen kişiler, Punk’ın paradan ve yaratıcı kararlardan memnun olmadığını ifade ettiler. Kendisine vaat edilen bazı şeylerin gerçekleşmediğini belirtti. Bu tek bir şeyle ilgili değildi; örneğin Undertaker ile yaptığı WrestleMania maçının ödemesi bu şikayetlerinden sadece biriydi. Ancak bana açıkça söylenen, meseleyi tek bir sebebe indirgememem gerektiği, onun genel anlamda tutkusunu kaybettiği ve artık devam etmek istemediğiydi.
Lüks bir hayat yaşamaması, evine çekilip yaşaması için yeterli maddi duruma sahip olması ve yaşantısını bu şekilde sürdürebilecek olması, onun geri dönmek zorunda olmadığını gösteriyor. Punk, bir süredir üst üste yaşadığı sakatlıklar ve vücut yorgunlukları nedeniyle çeşitli MR’lar çektirmişti. Ayrıca bir beyin sarsıntısı şüphesiyle ImPACT testi de yapılmıştı (test sonucu negatif çıkmıştı).
Şirketteki genel hava, pek çok kişinin onun sürekli olumsuz tutumundan bıkmış olmasıydı. Ofis açısından bakıldığında, birçok kişi onun gidişinden memnundu. Hayranların aksine, şirket içindeki ruh hali, bu şekilde ayrılmış birinin birkaç ay geri dönmesine ve iki tarafın da istemediği bir ilişkiye tekrar girmesine gerek olmadığı yönündeydi, Punk çok ürün satıyor olsa bile.
Özellikle Mick Foley, Punk'ın Randy Savage tarzı dirsek darbesi için iplerin üzerine çıktığında izlemekten rahatsız olduğunu, bu hareketin ona ne kadar acı verdiğini bildiğini ve Punk’a bu hareketi repertuarından çıkarmasını önerdiğini belirtti. Punk'ın, ayrılana kadar elinden gelenin en iyisini yapıp en iyi maçı ortaya koymaya çalışacağını söyledi.
Austin, 2002 yılında WWE’den ayrılmasına sebep olan yaratıcı kararlara katılıp katılmadığından bağımsız olarak, o dönemdeki ayrılış şeklinden pişmanlık duyduğunu belirtti. Çünkü ayrılırken tıpkı Punk gibi masada büyük miktarda para bırakmıştı. Austin’in dikkat çektiği önemli bir konu da, onun da Punk gibi sözleşmeyi ihlal etmiş konumda olmasıydı. Eğer çalışmak istemiyorsa, şirket onu zorla ringe çıkaramazdı. Ancak Austin 2002’de ayrıldığında, sözleşmeyi ihlal ettiği için tüm gelir kaynakları kesilmişti. Kendi ismini ve benzerliğini taşıyan ürünlerden, DVD satışlarından, video oyunlarından ve diğer telif gelirlerinden hiçbir şekilde ödeme almamıştı. Eğer sözleşmesini tamamlamış olsaydı, şirketten ayrıldıktan sonra da bu ürünlerden gelir elde etmeye devam edecekti — ki bu onun gibi biri için oldukça büyük bir miktardı.
McMahon, Austin’in durumu ve kötü ayrılan diğer birçok isimden sonra önemli bir ders aldı: Büyük bir yıldızı, aniden ayrıldı diye karalamak akıllıca bir iş kararı değildir. Çünkü eğer o isim bir gün geri dönerse, bu yalnızca kötü duyguların kalmasına sebep olur. Şu an için Punk’a “sözleşme ihlali” yapıldığı ve bu yüzden gelecekteki tüm ödemelerin askıya alındığı yönünde resmi bir bilgi yok. Ancak şirketin bunu yapma hakkı bulunuyor.
Punk’ın sözleşmesi Temmuz ayında sona erene kadar, profesyonel güreş ya da MMA alanında herhangi bir yerde çalışması mümkün değil. Ancak o noktadan sonra tamamen serbest olacak ve dilediği yere gidebilecek, dilediğini yapabilecek.
WWE, yalnızca Punk’ın ayrılışı nedeniyle değil, Royal Rumble’daki seyirci tepkileri nedeniyle de WrestleMania planlarını değiştirmeyi gündeme aldı. Ancak şu an için büyük bir değişiklik yapıldığına dair bir bilgi yok. Şu anki beklenti, Daniel Bryan vs. HHH maçının Punk vs. HHH maçının yerini alması. Cena vs. Bray Wyatt, Undertaker vs. Brock Lesnar ve Randy Orton vs. Batista (WWE şampiyonluğu için) maçları ise planlandığı gibi devam edecek gibi duruyor. Televizyon yayınlarında görüldüğü kadarıyla, Orton vs. Batista hâlâ plan dahilinde. Lesnar, Paul Heyman ve Cena bu hafta Raw’da yer almadı. Lesnar, geçen hafta Los Angeles’taki Raw şovundan çıkarıldı. Cena’nın bu haftaki şova geri dönmesi bekleniyor. Heyman’ın Los Angeles veya Ontario, Kaliforniya’daki programlara dahil olup olmayacağı ise henüz belli değil.
Foley, kendisini Punk’ı oldukça iyi tanıyan biri olarak tanımladı ve bu durum üzerine uzun uzun konuştuklarını söyledi. Punk’ın ayrılışının bir yandan şok edici olduğunu kabul etti, ama diğer yandan da pek şaşırmadığını belirtti. Foley, geçmişte farklı nedenlerle şirkete birkaç kez ara veren biri olarak, Punk’ın ne kadar hayal kırıklığı yaşadığının farkında olduğunu söyledi. Ona, bardağın dolu tarafını görmesi gerektiğini söylemeye çalıştığını belirtti. Ancak “dünyanın en iyisi” olduğunu düşünen biri için bunun kolay olmadığını da ekledi.
Foley, durumu değerlendirdiği bir videoda:
Punk gerçekten dürüst bir adam,
Pek çok insanla kötü anlaştı. Kişisel olarak ondan hoşlanmayan çok kişi var ama eğer ona değişmesini söyleseydin, onu oluşturan şeyi almış olurdun. Onun itici gücünü elinden alırdın.
Foley, Punk’ın fiziksel olarak küçük olduğunu ve WWE’nin aradığı görünüme sahip olmadığını, ancak buna rağmen işin en büyük yıldızlarından biri hâline geldiğini söyledi.
“Onun için gökyüzü sınır olmalıydı ama işler pek öyle gitmedi. Onun yönüyle ilgili bazı kararlar vardı ki ben o kararlarla aynı fikirde değildim. Ayrılmayı düşündüğünü biliyordum. Uzun süredir bu ayrılığı dört gözle bekliyordu.”
Foley, Punk’a zaman ayırmasını, sakatlıklarını iyileştirmesini ve dinlenmiş olarak geri dönmesini tavsiye ettiğini söyledi.
O ise bana ‘Ben sen değilim. Bittiğimde biterim.’ derdi.
Foley, Punk’la konuşmayı beklediğini ve ona sözleşmesini tamamlamasını, sonra ara verip iyileşmesini tavsiye edeceğini söyledi.
Eğer hâlâ güreş işini seviyorsan, dön bağımsız güreşlere. Kendi kurallarınla yap. Artık paraya ihtiyacı olmadığını düşünmek istiyorum ama güreşi uzun süre daha seveceğine inanıyorum.
Foley, Punk’ın inandığı şeyler uğruna duruş göstermesinden memnun olduğunu ama bunun hem WWE hem de Punk için kaçırılmış bir fırsat olduğunu hissettiğini söyledi. O da, Austin gibi, Punk’a geri dönmesini ve en azından sözleşmesini tamamlamasını tavsiye etti. Ayrıca Foley, son birkaç aydır Punk’ın promolarının zayıflaştığını düşündüğünü ifade etti. Punk ise, ayrılmadan birkaç gün önce yaptığı röportajlarda, artık savaşmaktan yorulduğunu ve sadece kabullenmeye başladığını söylemişti.
Foley, WWE’ye de şu tavsiyede bulundu: Punk geri dönerse, onun promoslarını kesinlikle yazmasınlar, istediği gibi konuşmasına izin versinler. Punk ile birlikte çalıştıkları dönemde, Punk’ın Foley’in kilosu hakkında alay eden yazılı replikleri kesinlikle söylemeyi reddettiğini belirtti. Ayrıca Punk vs. HHH maçı için yapılacak bir hikâye inşasının çok iyi olacağını ve bu ikilinin “büyük maç oyuncuları” oldukları için harika bir karşılaşmayı neredeyse garanti edeceğini söyledi.
Öte yandan, muhtemelen asla gerçekleşmeyecek bir meydan okuma Punk’a, “Power Rangers” dizisinden Yeşil Ranger rolüyle tanınan Jason David Frank’ten geldi. Frank, World Series of Fighting organizasyonunda dövüşmüştü. Organizasyonun eşleşme yapımcısı ve başkan yardımcısı Ali Abdel-Aziz, Ariel Helwani’ye Frank’in menajerinin onlarla iletişime geçtiğini ve bu maçı düzenlemek istediklerini söyledi. Ayrıca Punk dövüşmek isterse kendisiyle çalışmak istediklerini de belirtti.
Bellator da Punk’la ilgilendiğini ifade etti. UFC Başkanı Dana White ise Punk’ı birkaç şovda tanıdığını, son olarak 26 Ocak’ta Chicago’da görüştüklerini ve onun hoş bir adam olduğunu söyledi. Ancak Punk’ın UFC’de dövüşme konusunda herhangi bir imada bulunmadığını ve dövüşüp dövüşemeyeceğini bilmediği için bu konuda net bir şey söylemediğini belirtti. Punk, Helwani’ye verdiği röportajda dövüşme ihtimali olduğunu söylemiş ama aynı zamanda insanların internette hakkında söylediklerini okuyarak eğlenmek için dövüşmeyi düşündüğünü de eklemişti.
Frank, 40 yaşında ve amatör olarak üç, profesyonel olarak bir kez ağır siklette dövüştü, ama üç yılı aşkın süredir ringe çıkmadı. Punk dövüşecek olursa — ki risk/kazanç oranı nedeniyle bu düşük bir ihtimal — fiziksel yapısı gereği orta siklette dövüşmesi muhtemel olurdu. Ancak o da Dave Bautista gibi benzer bir risk/kazanç denklemine sahip. Punk daha genç. Üstelik kimse Bautista’nın gerçekten dövüşmesini beklemiyordu ama bu onun yapılacaklar listesindeydi ve gerçekleştirdi.
WCW kapandıktan sonra MMA dövüşü yapmayı düşünen ve bu sporda antrenman yapan büyük bir MMA hayranı Bill Goldberg de sonunda bundan vazgeçmişti
Tarih: 17 Şubat 2017
Observer’a 11 Şubat itibarıyla yapılan telefon ve e-postalara göre:
C.M. Punk haberlerinin bir haftalık bir durulma dönemine girmesinin ardından, hem şirket içinde hem de dışında insanlar artık gözlerini 3 Mart Raw programına dikmiş durumda, çünkü bu Raw yayını Chicago’dan yapılacak.
Ya Punk o gece geri dönecek ve muazzam bir seyirci tepkisi alacak, ya da bu şovun nasıl geçeceğine dair ciddi endişeler var. Benim içgüdüm, Hulk Hogan ve Undertaker’ın bu şova getirilmesi durumunda (ki her ikisinin de 24 Şubat’ta Green Bay’deki Raw’da geri dönmesi planlanıyor), ayrıca Brock Lesnar da varsa, seyirciden Punk tezahüratları gelse bile Hogan’ın orada olması dikkat dağıtıcı bir etki yaratabilir yönünde. Hogan çok sık ortalarda olsaydı bu işe yaramayabilirdi ama bu sadece ikinci haftası olacak ve üstelik Chicago gibi, Hogan’ın 1981’den beri yıldız olarak görüldüğü bir şehirde, seyircinin ona sırt çevirmesi beklenmiyor.
Geçtiğimiz hafta içinse çok fazla endişe yoktu çünkü Punk tezahüratları bazı house show’larda duyulduysa da ne çok yaygınlaştı ne de uzun sürdü. Genel kanaat, bu konuda önemli bir şey yaşanmadığı sürece, olayın büyük ölçüde kapanmış olduğu yönünde — tabii ki Chicago hariç.
Benim gittiğim Oakland house show’unda, sanki durumu gerçekten bilen sadece dört kişi vardı ve tezahüratı başlatanlar onlardı (zaten Punk bu şova hiç duyurulmamıştı). Tezahürat biraz yayıldı ama daha çok küçük çocukların papağan gibi tekrarladığı bir şeydi; 1991 yazından 1993 başına kadar WCW şovlarında Flair ayrıldıktan sonra “We Want Flair” tezahüratlarının yıllarca protesto amacıyla yapıldığı döneme benzer bir durum yoktu.
10 Şubat’ta Los Angeles’taki Raw şovunda ise şirket biraz daha tedirgindi. Çünkü büyük bir pazarda, hayranların şovu ele geçirip John Cena vs. Randy Orton ana maçını sabote etmesinden korkuyorlardı — tıpkı Royal Rumble’daki gibi. Bu riski azaltmak için, Daniel Bryan’ı iki kez sahneye çıkardılar, özellikle ana maç öncesinde onu güçlü göstererek seyircinin enerji ve tezahüratlarını erkenden tüketmeye çalıştılar.
Punk açısından olanlar — bu planlanmış mıydı yoksa doğaçlama mıydı (eğer doğaçlamaysa çok şaşırırım; çünkü ya geri teperse, Rollins bunu kendiliğinden yaptıysa başına ne gelirdi bir düşünsenize?) — şu şekilde gerçekleşti:
Dean Ambrose vs. Mark Henry arasındaki U.S. Şampiyonluk maçı sırasında, üçüncü saat diliminde, evdeki izleyiciler için reklam arasına girildiği anda Seth Rollins mikrofona çıktı ve şunu söyledi:
“C.M. Who? (C.M. Kim?) Dean Ambrose, bu şirketin en büyük şampiyonu, ona biraz saygı gösterin.”
Bu sözler Punk tezahüratlarını tetikledi (bir izleyici, tezahüratların Rollins konuşmadan hemen önce başladığını, Rollins’in buna tepki verdiğini söyledi).
Bu hareketin amacı, üç dakikalık reklam arası bitmeden seyircinin içini boşaltmasını sağlamak, evdeki izleyiciye hiçbir şey yansıtmamak gibi görünüyordu. Bu bir yere kadar işe yaradı. Reklamdan dönüldüğünde hâlâ hafif bir uğultu vardı ve kameranın hemen önünde Punk yazılı bir pankart tutan bir kadın görünüyordu, ama ses neredeyse duyulmazdı ve tezahüratlar bir daha yükselmedi.
Reklam arasında Lawler, tezahüratların yakında biteceğini söyledi. Cole, kulaklıktan şöyle dedi: “Ya ‘Go away, Go away’ diye bağırsalar?” (seyircinin bu tarz bağırması gerektiğini ima ederek). Layfield ise güldü ve tezahürat yapanlarda fazla kararlılık olmadığını söyledi (tezahürat gerçekten kısa sürede kesildi).
Reklam aralarında ekrana gelen videolarda Hogan ve Sting bolca yer aldı ama Punk ile ilgili her şey çıkarılmıştı. Hatta “Best of the Money in the Bank” DVD’sinin reklamı gösterildiğinde bile Punk’a dair tüm görüntüler silinmişti. Ancak kapıda Punk pankartlarına el konulmuyordu. Birkaç pankart vardı ve bunlardan biri Henry vs. Ambrose maçı sırasında doğrudan kameraya girdi ama başka pek bir şey olmadı.
Ertesi gece Ontario’daki şovda ise küçük bir Punk tezahüratı duyuldu ama banttan yayınlanan bir program olduğu için bu tür tezahüratları başlatanların seslerinin televizyonda duyulmayacağını bildiği söylenebilir. Seyircinin tepkisi, adeta önceden programlanmış gibiydi.
Şirket içinde karışık duygular hâkim. Neredeyse hiç kimse, bir canlı yayın öncesinde, hele de 30 dakika kala programdan çekilmesini doğru bulmuyor — tabii bu her şeyin bir “angle” (senaryo) olmadığını varsayarsak (ki 3 Mart’ta bu konuda kesin bilgi edineceğiz gibi duruyor, ama şirket içindekilerin büyük kısmı bunun bir kurgu olduğuna inanmıyor).
Yine de birçok kişi Punk’ın bazı noktalarına sempati duyuyor: kendisine verilen sözlerin tutulmaması ya da şirketteki üst kademe yöneticilerin “eğer gereken vücut yapısına sahip değilsen, ana yıldız olamazsın” fikrine çok fazla inanması gibi konular. Ancak şunu da savunuyorlar: Punk bir dönem gerçekten şirketin 2 numarasıydı. Yine de şu da bir gerçek: Cena hep oradaydı. Dwayne Johnson (The Rock) açık ara Punk’ın önündeydi. Lesnar da öyle. Ve şimdi Batista, Punk’ın önüne yerleştiriliyordu. Çoğu kişi Punk’ın çok popüler olduğunu kabul ediyor ama canlı şovlar için bilet satışını etkilemediğini, sadece bazı özel durumlarda PPV satışlarında fark yaratabildiğini düşünüyorlar (ki gerçekten birkaç örnekte etkili olmuştu).
Öte yandan Punk, şirketin en çok ürün satan ikinci ismiydi ve özellikle tişörtleri çok popülerdi; bu da onu güçlü bir gelir kaynağı hâline getiriyordu. Bir kişi, Staples Center güvenliğinin bizzat Punk lehine tezahürat yapılmaması için seyircileri uyardığını, hatta yayındayken tezahürat başlatmaya çalışan iki kişiyi kenara çekip, eğer devam ederlerse salon dışına atılmakla tehdit ettiğini kendi gözleriyle gördüğünü belirtti. Punk’a gelince, şu anda kimlerle iletişimde olduğunu tam olarak bilmiyoruz; ama çok fazla kişiyle iletişim kurmadığı anlaşılıyor. Onunla geçmişte birlikte çalışmış ve tanıyan kişilerin, kendisine ulaşmaya çalıştığı ama geri dönüş alamadığı söyleniyor — tıpkı TNA'deki bazı hikâyelerde olduğu gibi: aramalarına, mesajlarına ve e-postalarına yanıt gelmemesi durumu.
2011 yılında gerçekten ayrılmaya çok yaklaşmıştı ve o meşhur hikâye başladığında zaten ayrılmıştı. Her şeyin değiştiği an ise, Raw’da sessizce her hafta kaybettiği o dönemin ardından, bir anda işlerin tersine döndüğü zaman oldu. Jim Ross, son aylarda Punk’la iletişimde olan isimlerden biri olarak, C.M. Punk’ın harika bir MMA spikeri olabileceğini söyledi:
“Çok hazırcevap. Zeki. Kendini çok iyi ifade edebiliyor. Ürünü derinlemesine anlıyor ve nasıl eğlendireceğini biliyor. Bir MMA şirketinin arzulayacağı her şeye sahip. Ve bence müthiş olurdu.”
Punk’ın sakat olduğu dönemlerden birinde Raw’da yorumculuk yaptığı zamanlar, içgüdüsel zamanlaması ve performansı çok övgü almıştı. Punk’ın bir başka arkadaşı olan Mick Foley, geçen hafta sonu Live Audio Wrestling programında Punk hakkında konuştu:
“Onunla en son Rumble’dan sonra konuştum ama tam olarak ne söylediğini burada paylaşmak istemem. Sadece şunu söyleyeyim, ayrılma kararı beni şaşırtmadı. Aramızda karşılıklı bir saygı ve sevgi var. Onu bir house show’da izledikten sonra şunu demiştim: Her gece bu kadar kendini zorlamak zorunda değilsin. O da bana şöyle cevap vermişti: Eğer böyle yapmazsam burada olmam. Bu çalışma ahlakına büyük saygı duyuyorum. Ve eğer hem sakatsan hem de artık keyif almıyorsan, orası senin için doğru yer değil.
C.M. Punk’ın benim gibi olmasını istemem. Benim felsefem bir noktadan sonra Yeterince iyi, iyi olmak zorunda hâline gelmişti. Ve beni WWE Hall of Fame’e taşıyan şey bu felsefe değildi. Bu şekilde geçirdiğim birkaç yılı bugün pişmanlıkla anıyorum. Punk, insanların onu en iyi hâli dışında bir şekilde görmesini istemiyor. Ve uzun süredir hayal kırıklığı yaşadığını biliyorum.”
O oldukça açık sözlü bir adam ve sonunda kendisi için en iyi kararı verecektir. Daha önce söylediğim bir şeyi tekrar edeceğim: Eğer yeniden düşünebileceği bir şey varsa, bu da 'resmî main event'de yer alıp almamasının', çıkacağı maçın kalitesini belirlemesine izin vermemesi olurdu. Eğer WrestleMania’da büyük bir maçı olacaksa, bundan faydalanmayı en azından düşünmesini önerirdim. 2006’da, Edge’le ben hiçbir şekilde WrestleMania’nın main event'i değildik ama harika bir maç çıkardık. O WrestleMania’dan, main event'de olmadığımız için daha az özel hislerle ayrılmadım. Ona verebileceğim tek tavsiye bu olurdu: 'Main' sözlerinin, bir maçın ne kadar önemli olduğunu belirlemesine izin verme. Ama kalbin artık orada değilse, orada değildir.
Yorumlar
Yorum Gönder