Çeviri: Ace's High #15-16

 #15


—Sonunda ring içi kariyerinin başlangıcını konuşabiliyoruz. 10 Ekim 1999’da, bugünkü adıyla Togi Makabe’ye karşı debut yaptın. Sana ne kadar önceden bildirdiler başlayacağını?



Tanahashi: Yaklaşık bir ay önceden. Tam kim söyledi hatırlamıyorum ama beni, (Wataru) Inoue’yu ve (Katsuyori) Shibata’yı bir araya getirip “Sizi 10 Ekim’de Korakuen’de başlatmak istiyoruz” dediler.



—Bu durum, aranızdaki rekabeti daha da artırmış olmalı.



Tanahashi: Kesinlikle. Sabah herkesle birlikte antrenman yapardım, sonra akşamları bireysel çalışmalara ağırlık verirdim.



—O dönemde Black Cat’le çok çalıştığın doğru mu?



Tanahashi: Evet, doğru. Bu da aslında günde üç kez antrenman yaptığım anlamına geliyordu! Sabah grup antrenmanından sonra Black Cat, beni ve Kenzo’yu bildiği küçük bir spor salonuna götürürdü.



—İkinizi de sevmiş olacak ki özel ilgi göstermiş.



Tanahashi: Sanırım öyleydi. İkimiz de ciddi anlamda kas yapıyorduk.



—Debut yapacağını söylediklerinde rakibinin Makabe olacağını da biliyor muydun?



Tanahashi: Evet, “Tanahashi sen Makabe’yle, Inoue ve Shibata da birbirleriyle teke tek” dediler. Bu da her günü fazlasıyla gergin hale getiriyordu. Düşünsene, her gece aynı odayı rakibinle paylaşıyorsun!



—Gerçekten gergin olmalı.



Tanahashi: Ama Makabe pek umursamıyor gibiydi. Lisedeki güreş turnuvalarında aynı okuldan birine karşı güreşmeye benziyordu sanırım. Ama ben çok daha gergindim.



—Tek taraflı bir durumdu yani.



Tanahashi: O, rutinine devam ederdi. Klimanın direkt sırtına vurduğu şekilde “uyurdu” ve gizlice porno dergilerine bakardı (gülüyor).



—Hahaha! Peki Korakuen Hall’da debut yapmak senin için anlamlı mıydı?



Tanahashi: Tabii ki. Üst kademe abilerimiz, orada debut yapmanın ne kadar büyük bir olay olduğunu hep söylerdi. O zamanlar yeni güreşçiler genelde küçük kasabalarda test edilirlerdi, bu yüzden direkt Korakuen’de başlamak büyük heyecandı.



—Bu etkinlik, NJPW’nun Tokyo Dome’da yaptığı gösteriden bir gün önceydi, değil mi?



Tanahashi: Evet, bir nevi fan fest gibiydi. Halka açık sözleşme imzaları falan vardı, sonra da bizim debut maçlarımız. NJPW’nun o zamanki ivmesiydi bu; daha debut yapmamış çocuklarla Korakuen Hall’da maçlar düzenleniyordu.



—O dönem yılda iki ya da üç Tokyo Dome gösterisi yapılıyordu. Maçtan neler hatırlıyorsun?



Tanahashi: Bugünlerde hiç heyecanlanmam ama o zaman tam bir yıkımdım!



—The Ace ter döküyor!



Tanahashi: Gençtim ve şu anki halimden çok daha iyi durumdaydım ama heyecan yüzünden daha maçın 2-3. dakikasında nefes nefese kalmıştım. Maç 6 dakika sürdü ve yenildim. Gerçek bir ateşle vaftiz töreniydi.



—Ama görünüş olarak büyük etki bıraktın.



Tanahashi: Bu bana büyük fayda sağladı. Ring’e çıktığımda herkes ne kadar iri olduğuma şaşırmıştı, bu da bana özgüven verdi. O seyircilerin birçoğu “şimdi büyük bir şey olacak” diye düşünmüştü... En azından o an için olmadı (gülüyor).



—Sonuç, girişle aynı seviyede değildi yani (gülüyor).



Tanahashi: Evet. Ama hâlâ gelip debut’umu izlediklerini söyleyen hayranlar var. En azından bazılarına iz bıraktım.



—O dönem NJPW’nun her etkinliğinde, her tanıtımda üstünü çıkarıyordun. Bu bir yönlendirme miydi, yoksa kendi tercihin mi?



Tanahashi: Hahaha! Hayır, tamamen benim fikrimdi. Aldığım tek yönlendirme, fiziğimi mutlaka göstermem gerektiğiydi.



—O dönemde senpai’lerle aran nasıldı?



Tanahashi: Fena değildi ama Kenzo daha iri yapılıydı ve spor geçmişi olduğundan beklentiler onun üzerindeydi. Ona daha fazla yük binerdi, ben daha çok genel anlamda dengeli bir profildim.



—Ama kesinlikle antrenman konusunda en adanmış kişiydin.



Tanahashi: Debut yaptığımda 102 kiloydum, iki yıl sonra 110 kiloya çıkmıştım.



—İlerleyen dönemde daha keskin bir fiziğe sahip olacaktın ama o ilk zamanlar tamamen hacim odaklıydın.



Tanahashi: Spor salonunda hep espri konusu olurdu: Omuzlarım koşu bandından genişti, koşarken komik görünürdüm. Neredeyse çizgi film karakteri gibiydim.



—Bu, hareket kabiliyetini kısıtlıyor muydu?



Tanahashi: Sadece ağırlıktan dolayı dizlerimde biraz hissetmeye başlamıştım. Yine de esnekliğim fena değildi.



#16





—Geçen sefer 10 Ekim 1999’da Korakuen Hall’daki debut maçından konuşmuştuk. Ailen seni desteklemeye geldi mi?



Tanahashi: Evet, geldiler. Toplamda Gifu’dan 10-20 kişi kadar beni desteklemeye geldi, bir de üniversiteden arkadaş grubum vardı.



—Maçtan sonra ailenle konuştun mu?



Tanahashi: Maçtan sonra biraz sohbet ettik, ayrılmadan önce hızlıca bir fotoğraf çektirdik. Çok net hatırlamıyorum ama sanırım beni tebrik ettiler, o tarz şeyler. Ben sadece çok mutluydum; maçı kaybetmiş olabilirim ama içimden “Tamam, bugün itibarıyla artık profesyonel güreşçiyim” dedim.



—Büyük bir emeğin karşılığıydı. Duyduğum kadarıyla, bir güreşçi debut yaptıktan sonra tüm senpai'lerini ziyaret edip teşekkür etmesi gerekiyormuş?



Tanahashi: Evet, ben de yaptım. Bu uzun süredir var olan bir gelenek. Sadece diğer güreşçilere değil, tüm personele gidip “Sayenizde debut yapabildim, teşekkür ederim” dersin.



—Minnettarlığını göstermek yani. İlginç olan şeylerden biri de, senin üçüncü maçında ilk galibiyetini alman.



Tanahashi: Evet, bunu asla unutmam sanırım. Fukuoka’daydı, kartın ilk maçında. O Young Lion ruhu bendeydi, girişimde bağırıyordum ve maç bittikten sonra da hâlâ gaza gelmiştim! Kulise dönerken de bağırıyordum, Choshu “Hey, kes sesini lan!” falan dedi (gülüyor).



—Ama yeterince bağırmazsan bu sefer de laf ederdi! (gülüyor)



Tanahashi: Sanırım bu sefer fazla gittiğimi düşündü, hehe. Onunla dengeyi tutturmak zordu...



—O dönemle ilgili bir şehir efsanesini aydınlatabilir misin?



Tanahashi: Küçük bir gerçek kontrolü, tabii ki.



—Ocak 2000’de, yani debut’undan çok kısa bir süre sonra Kazuyuki Fujita (şu an Pro-Wrestling NOAH’da) NJPW’den ayrıldı. Togi Makabe'nin anlattığına göre, yurt odasında Fujita ile konuşmuş ve Fujita ona 'Bir gün tekrar görüşürüz' demiş. O sırada sen de köşeden bu olayı izliyormuşsun ve ağlamaya başlamışsın, doğru mu?



Tanahashi: Hmm... Çok net hatırlamıyorum ama belki gözüm dolmuştur. Sonra Makabe sinirlenip “Ağlaması gereken benken sen niye ağlıyorsun? Ne ağlıyorsun lan!” demiştir (gülüyor).



—Fujita nasıl biriydi?



Tanahashi: “Hayatın üstünde biri” desem yeridir. Ne yapıyorsa tüm kalbiyle yapardı, antrenman dahil. Dojo’da büyük bir lat pull makinesi vardı, en yüksek seviyede çalışabilen tek kişi oydu.



—O vahşi adam gücü!



Tanahashi: Vahşi diyorsun ya... Chanko yerken eti neredeyse çiğ yediğini hatırlıyorum. Yani hâlâ kırmızı renkteyken.



—Haha!



Tanahashi: Bir de şöyle bir şey duymuştum, biraz kabaca olacak ama... Kafatası gerçekten kalınmış. Bildiğin röntgen çekildiğinde, insanlarınkinden fiziksel olarak daha kalın çıkmış.



—Ama sana taytlarını vermiş, değil mi?



Tanahashi: (gülüyor) Ahhhhh! Evet, verdi! Siyah-beyaz olanlar. Benden hoşlanmıştı sanırım. Bir seferinde biri ona bir şey söylemiş, sonra antrenman sırasında bana gelip “Sen öğrenci güreşi yapmışsın eskiden, değil mi?” demişti. Bunu gizli tutuyordum, bayağı şaşırmıştım.



—Gayet iyi bilgi toplamış. 2000 yılı sonlarına gelindiğinde Young Lion Cup’ta yer aldın. 2 galibiyet 3 mağlubiyetle dördüncü oldun.



Tanahashi: Evet. Uzun zamandan sonra ilk kez Young Lion Cup düzenlenmişti, ama şirket 2000 yılında o kadroyu yeterli gördü. O dönemde Kenzo’ya (Suzuki) kaybetmek istemediğimi çok net hatırlıyorum.



—İyi anlaşıyordunuz ama net bir rekabet vardı...



Tanahashi: Tabii. Tokyo Dome’da debut yaptı ve şirket en baştan itibaren onun üzerine yüksekti, bu yüzden aramızda bir rekabet kesinlikle vardı.



—Bu seni içten içe rahatsız ediyor muydu? Sonuçta antrenman konusunda senden daha disiplinsizdi ama şirket ondan çok şey bekliyordu.



Tanahashi: Hayır, çok da etmedi aslında. Ben bunu bir fırsat olarak gördüm.



—Nasıl yani?



Tanahashi: Şöyle düşündüm: Ben onunla birlikteyim, dolayısıyla onunla birlikte yükselirim. Temel güreş bilgileri konusunda ondan daha iyiydim, bu yüzden birlikte takım olduğumuzda insanlar ikimize birden bakıp “Tanahashi daha iyi” diye düşünüyordu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlamak İsteyenler İçin | STARDOM Rehberi 2023

Dave Meltzer'in Gözünden Misawa'nın Ölümü ve Kariyeri

Dave Meltzer Gözünden Von Erich Mitolojisi