Çeviri: Ace's High #24

 


—Geçen sefer Şubat 2002’deki meşhur Sapporo forumundan bahsetmiştik. NJPW için kaotik bir dönemdi ve bu noktada Masahiro Chono’ya yetki verildi. Chono hakkında ne düşünüyorsun?



Tanahashi: O dönemden nasıl bakarsan bak, şirketin içi tam bir karmaşaydı. Chono kendini feda ederek o pozisyona geçti.



—Kendini feda etmek derken?



Tanahashi: Fiziksel durumuna bak yeter. Boynu gerçekten çok kötüydü, ama yine de Tokyo Dome’da Kenta Kobashi ile ana maça çıkmak için o ringe girdi, sadece bilet satılsın diye.



—3 Mayıs 2003. O maçta Kobashi’den altı tane Half Nelson suplex yedi, o boynuyla.



Tanahashi: O an gerçekten her şeyini ortaya koyduğunu gördüm.



—Onunla çok konuşur muydun?



Tanahashi: Aslında pek değil. Hep düzen karşıtı taraftaydı—nWo, TEAM 2000, BLACK...



—Sen ise hep NJPW’nin hontai (ana kadro) tarafındaydın, hiçbir zaman başka gruplarla olmadın.



Tanahashi: Young Lion (çaylak) olduğum zamanlarda her zaman hontai ekibiyle seyahat ederdim, ama bazen bizim otobüsle Chono’nun ve yabancı güreşçilerin otobüsü aynı dinlenme tesisine denk gelirdi. Bir keresinde ona kendimi tanıtmıştım, o da “Oh Tanrım, sonunda burada karizma sahibi, yakışıklı biri oldu” demişti. Bu beni çok mutlu etmişti.



—Chono’dan büyük övgü.



Tanahashi: İçimden “Evet ya, adam anladı beni!” dedim (gülüyor). Elbette, Chono her zaman zirvede bir isimdi ve öyle de davranırdı.



—Kendi giyim markası Aristrist’i kuracak kadar da stil sahibiydi.



Tanahashi: Kültürü değiştirdi. Örnek olarak liderlik yaptı. Ondan önce herkes Zubaz pantolon ve bel çantasıyla dolaşırdı, ama o siyah kıyafetleriyle, dar kesim tarzıyla bambaşkaydı.





—O dönemden sormak istediğim bir maç var: 2 Mayıs 2002 Tokyo Dome, sen ve Kensuke Sasaki, Steiner Brothers’a karşı.



Tanahashi: Ah, o ana kadar kariyerimdeki en yüksek profilli sahneydi ama maç tam bir cehennemdi! Aslında iki hafta önce ön çapraz bağımı yırtmıştım. Normalde iki ay güreşememem gerekirdi ama geçici olarak tedavi ettirip maça çıktım.



—Vay canına, ciddi bir durumdaymışsın.



Tanahashi: Daha da kötüleşti. Abi olan Rick Steiner beni sürekli Alman suplex’lerle başımın üstüne fırlatıyordu, hayatımdan endişe ettim. Maçın yarı ana olay olması ayrı bir baskıydı ama ben daha çok vücudumun parçalanmasından korkuyordum.





—Neredeyse bu maçtan hemen sonra, 31 Mayıs’ta Riki Choshu NJPW’den ayrıldı. Antonio Inoki ve Tatsumi Fujinami’ye yönelik ağır eleştiriler vardı. Bu ayrılıkla ilgili bir hatıran var mı?



Tanahashi: Hmm... Dürüst olmak gerekirse o kadar da büyük bir şey düşünmedim. Bu, onun WJ’yi kurmasına yol açtı değil mi? Bizim için bir fırsat gibi geldi, hani lisede son sınıflar mezun olur da okul alt sınıflara kalır ya, onun gibi.



—Tıpkı Muto gibi, sen de Choshu’nun yan hizmetinde çalışmıştın. Ayrılığı hakkında seninle konuştu mu?



Tanahashi: Hayır, pek konuşmadı. Zaten bu dönemde artık onun yardımcısı falan değildim. NJPW’ye, ya da daha özelde Inoki’ye karşı büyük bir kinle ayrıldığını düşünüyorum.





—Bu dönem NJPW’de perde arkasında büyük siyaset dönüyordu ama sen hiçbir zaman bu işlerin içinde olmadın.



Tanahashi: Evet, en başından beri hiçbir gruba girmeye ilgim olmadı.



—Tarafsızdın.



Tanahashi: Ve kendi grubumu kurmayı da hiç düşünmedim. Günün sonunda bu iş kendini birey olarak satmakla alakalı, değil mi? Burası ortaokul değil. CHAOS, BULLET CLUB, Suzuki-Gun, LIJ gibi gruplar ortalıkta dolaşırken ben hep kendimle ilgilendim, Hontai’nin Ace’i olarak.



—Ama yine de, 2002 yazında Sasaki, Kenzo Suzuki ve Blue Wolf’la birlikte küçük bir grup kurdunuz: Swing Lows.



Tanahashi: Ah, onunla ilgili hikâyeler var... (gülüyor)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlamak İsteyenler İçin | STARDOM Rehberi 2023

Dave Meltzer'in Gözünden Misawa'nın Ölümü ve Kariyeri

Dave Meltzer Gözünden Von Erich Mitolojisi