Modern Güreşin Mimarı Gus Sonnenberg'ün Hikayesi
Bu çevirimde Dave Meltzer'in 2012'de Gus Sonnenberg için yazdığı biyografiyi çevirdim. Kendisi bu sayıda WON HOF'ine katıldı. Kendisinden bahsetmek gerekirse, modern güreşin temellerini atan kişidir. Bunu 1920'li yıllarda 1.68 boyuyla gerçekleştirdi. NFL geçmişi, serüveni ve kariyerinin sonunu çevirmek ve öğrenmek çok öğretici oldu.
ÖNSÖZ
Gus Sonnenberg, göz ardı edilen tarihî bir figür olarak eklendi; 1928’de sahneye çıkmasıyla birlikte oyunu değiştirdiği kabul edilen büyük bir ilgi odağıydı. Sonnenberg, Dartmouth Üniversitesi'nde All-American (tüm-Amerika) unvanına sahip bir futbolcuydu ve NFL’de beş sezon boyunca hücum hattında oynadı. Bu sezonların ilk dört yılında ligin birinci takımına, 1928’de ise ikinci takımına seçildi. O dönemde profesyonel güreş yıldızı olarak kariyerine zaten başlamıştı. Sonnenberg büyük bir adam değildi; futbol oynarken sadece 1.68 boyundaydı ve 89 kilo geliyordu, güreşe başladığında ise 93 kiloya kadar çıktı. O dönemde güreş geçmişi olmayan birinin başrol olması nadir görülen bir durumdu. Aslında Sonnenberg, profesyonel güreşe dünya şampiyonu olması amacıyla getirilen ikinci NFL yıldızıydı. İlk isim, 1925’te Big Wayne Munn olmuştu. Ancak Sonnenberg, kısa süreli bir cazibe unsuru olmakla kalmadı; uçan müdahaleleriyle güreşi, Greko-Romen tarzı ayakta sarılma ve yerde tutuş değiştirme şeklindeki sergilerden uzaklaştırarak dönüştürdü.
1928 yılında, Providence Steam Rollers takımını NFL şampiyonluğuna taşıdı ve futbol sezonunun hemen ardından, 4 Ocak 1929'da Boston’da Ed “Strangler” Lewis’i count out ile sayı dışı bırakarak dünya ağır sıklet güreş şampiyonu oldu.
Sonnenberg, şampiyon olarak büyük ilgi gördü — bu durum, ülkenin geçen yüzyılın en büyük ekonomik bunalımını yaşadığı ve işsizliğin rekor seviyelere ulaştığı bir dönemde daha da dikkat çekiciydi. Aynı zamanda, güreşi Kanada’nın Toronto şehrindeki Maple Leaf Gardens’da ve Montreal’de düzenli olarak izlenen büyük bir etkinlik haline getiren ilk büyük ilgi odağıydı. Şampiyon olarak bu şehirlere geldiğinde, elde ettiği geniş çaplı basın ilgisi, güreşi haritaya taşıdı.
1929 yılının Ekim ayında, Los Angeles sokaklarında kalabalık bir topluluğun önünde, Gus Sonnenberg, Pete Ladjimi adlı sert bir orta siklet güreşçi tarafından dövüldü. Ladjimi’nin bu işi, rakip organizatörler tarafından kışkırtıldığı düşünülüyordu. Dünya ağır sıklet güreş şampiyonunun halka açık bir şekilde bir orta siklet güreşçiden dayak yemesi, önde gelen organizatörler tarafından büyük bir utanç olarak değerlendirildi. Tarih boyunca anlatılagelen, bu olayın yarattığı kötü şöhret nedeniyle Sonnenberg’in unvanının alelacele elinden alındığı yönündedir. Ancak bu anlatının zamanlaması bu iddiayla çelişmektedir, çünkü Sonnenberg, unvanını ancak 14 ay sonra, 10 Aralık 1930’da Los Angeles’ta Ed Don George’a karşı yaptığı maçta kaybetmiştir.
Sonnenberg, güreş kariyerine 1942 yılına kadar devam etti; bu tarihte II. Dünya Savaşı sırasında ABD Donanması’na katıldı. Savaş sırasında lösemi hastalığına yakalandı ve 1944 yılında, 46 yaşında hayatını kaybetti.
Birinin Güreş Şöhretler Listesi’ne seçilebilmesi için, kendi bölgesinden oyların en az %60’ını alması gerekir. Ayrıca, Kuzey Amerikalı güreşçiler için modern ve tarihî olmak üzere iki kategoriye ayrılmış bir zaman çerçevesi vardır. Modern kategori, 1982’den sonra başrol olmuş güreşçileri kapsar. Örneğin, Gene & Ole Anderson vakasında, Ole Anderson 1990 yılına kadar büyük bir yıldız olarak kalmış olsa da, oylamada dikkate alınan takım partnerliği olan Gene Anderson’la birlikteliği, 1981’deki son büyük dönemiyle sınırlıdır. Tarihî kategori ise, profesyonel güreşin 1948’de ABD televizyonlarında başlamasından itibaren, başrol kariyerleri 1982’den önce sona ermiş güreşçileri kapsar.
Diğer bölgeler ise Japonya, Meksika, Avrupa ve dünyanın geri kalanıdır. “Dünyanın geri kalanı” kategorisine giren öne çıkan adaylar genellikle Avustralya, Yeni Zelanda, Porto Riko ve Hawaii gibi yerlerden olur. Oyların %10 ile %59,9’unu alan güreşçiler ve kişilikler bir sonraki yıl için oy pusulasında kalır. %10’un altında oy alanlar ise listeden çıkarılır. Ancak kariyerlerinde yeni gelişmeler olması veya seçmenlerin gelecekte daha fazla ilgi göreceklerini düşünmesi durumunda, iki yıl sonra yeniden oylamaya dahil edilebilirler.
Güreşçiler, büyük yıldız konumuna geldiklerinde, 35 yaşına ulaşmışlarsa ve profesyonel kariyerlerinin başlamasından en az 10 yıl geçmişse ya da kariyerlerinde 15 yılı geride bırakmışlarsa aday olmaya hak kazanırlar.
%60’lık oy barajı ile ilgili önemli nokta şudur: Şüphesiz ki hak ettiği halde bu barajı geçmekte zorlanan ya da asla geçemeyen isimler olabilir; ancak bu sistem, hak etmeyen birinin listeye girmesini neredeyse imkânsız kılar.
Schmidt, televizyonun yükselişiyle işin yoğun ilgi gördüğü bir dönemde güçlü bir izleyici çekme potansiyeliyle uzun bir kariyere sahipti. Ancak meslektaşları arasında hiçbir zaman çok saygı görmedi ve uzun süre boyunca bu oylamalarda da iyi sonuçlar elde edemedi. O ve Wilbur Snyder, bu dönemde ulusal yıldızlara dönüşen ve ülkenin dört bir yanında boy gösteren son iki büyük isimden sayılır. Schmidt, kariyerinin zirvesinde güreş dünyası dışında da oldukça tanınan bir figürdü ve ülkenin en yüksek ücretli sporcularından biriydi.
GUS SONNENBERG – “Dynamite” Gus Sonnenberg, 1928’de güreşe adım attıktan hemen sonra profesyonel güreş endüstrisini değiştirdiği ve adeta devrim yarattığı kabul edilen bir isimdir. Daha önce tanınmış bir futbol yıldızı olarak bilinen Sonnenberg, güreşe hızlı bir etkiyle giriş yaptı.
Sonnenberg güreşe başladığında, profesyonel güreş maçları büyük ölçüde yerde geçerdi ve gerçek bir güreş müsabakasına benzemesi hedeflenirdi. Dartmouth Koleji'nde All-American (tüm-Amerika) unvanına sahip bir yarı saha oyuncusu olan Sonnenberg, o dönem NFL'de Providence Steam Rollers takımında en tanınmış koşucuydu.
Sonnenberg, profesyonel güreşe kazandırılan ikinci büyük futbol yıldızıydı, ancak bu deneyim ilkinden çok farklı sonuçlandı. Promotör Billy Sandow, organizatör (booker) Toots Mondt ve yıldız güreşçi Ed “Strangler” Lewis üçlüsü, 1925’te 2.00 metre boyunda ve 118 kilo ağırlığında dev gibi bir adam olan Big Wayne Munn’u dünya şampiyonu yapmak için güreşe kazandırdı. Planları, Lewis’in Munn’a kaybedip sonrasında unvanı geri alarak büyük ilgi çekmesi üzerineydi. Ancak eski Sandow güreşçisi Stanislaus Zbyszko, dış organizatörlerle anlaşarak Munn’u ringde ters köşeye yatırdı ve onu pes ettirerek unvanı kazandı. Ardından Sandow ekibinden ayrılıp unvanı Joe Stecher’a devretti. Bazı eyaletler, planlanmamış bu galibiyeti geçersiz saydı ve Lewis, Munn’dan bir unvan versiyonunu geri aldı. Ancak halkın gözünde meşru şampiyon olarak kabul edilen kişi Stecher oldu.
O sırada Boston’daki promotör Paul Bowser, Sandow ve Jack Curley'nin unvan etrafındaki manevralarının dışında kalmışken yeni bir yıldız keşfetti.
Biyografi
Gustave Adolph Sonnenberg, 6 Mart 1898’de Michigan eyaletinin kuzey kısmında yer alan Ewen kasabasında doğdu. Ailesi bir çiftliğe sahipti. 1910’da Marquette şehrine taşındılar. Sadece 1.68 boyunda olmasına rağmen olağanüstü bir atletti. Lisede hem futbol hem basketbolda yıldızdı ve Marquette Lisesi’ni her iki branşta da bölge şampiyonluklarına taşıdı.
İlk olarak 1916’da Dartmouth’a gitti ama ev hasreti çekince Marquette’deki Northern State Normal okuluna döndü. 1917 ve 1918 yıllarında bu küçük okulda futbol yıldızına dönüştü. Sonrasında Dartmouth onu tekrar geri aldı. 1920’de All-American bir hücum hattı oyuncusu olarak birinci takımda yer aldı. O sezon dokuz punt blokladı, sekizi Dartmouth için touchdown’a dönüştü. Bir keresinde topu, rakip kale çizgisinin çok ötesine, 80 yard uzağa fırlatarak vuruş yaptı. Aynı zamanda University of Detroit’e gitti, burada hem öğretmenlik yaptı hem de hukuk diplomasını aldı.
NFL kariyerine 1923’te Columbus Tigers takımıyla başladı. 1924’te rakip bir ligde Pottsville Maroons’ta oynadı. 1925 ve 1926’da NFL’ye dönerek Detroit Panthers forması giydi. 1927’de Providence Steam Rollers’a geçti.
NFL o dönemlerde çok farklıydı. Steam Rollers takımı, esasen bisiklet yarışları için inşa edilmiş 10.800 kişilik bir stadyumda oynuyordu. Bisiklet pisti nedeniyle olması gereken end zone’un (son bölge) beş yarda’lık kısmı kesilmişti. Sadece bir adet soyunma odası vardı ve o odada da yalnızca iki duş bulunuyordu. Misafir takımlar yakındaki bir otelde giyiniyor ve maç sonrası yine üniformalarıyla otele dönmek zorunda kalıyordu. O dönemde oyuncuların neredeyse tamamı deri kasklar taksa da, bu kasklar zorunlu değildi. Sonnenberg ise bu dönemde kasksız oynamasıyla dikkat çekiyordu. Oyuncular maç başına genellikle 100 ila 150 dolar kazanırken, en büyük yıldızlar bile maç başına 300 dolardan az alıyordu. Takımlarda sadece 18 oyuncu yer aldığından, oyuncular hem hücumda hem savunmada oynuyordu.
Futbol oynarken, Sonnenberg 1924 Olimpiyatları'nda ağır siklet güreş dalında altın madalya kazanan ve daha sonra New England'daki Bowser organizasyonunda profesyonel güreş yıldızına dönüşen John Spellman ile arkadaş oldu. Spellman, 1927’de Steam Rollers’ta da beraber oynadığı Sonnenberg’e güreş eğitimi verdi ve onu Bowser ile tanıştırdı.
Bowser, Sonnenberg’in futbolcu olarak sahip olduğu şöhretten yararlanarak organizasyonunu onun üzerine kurmaya karar verdi. Bu karar, Sonnenberg’in ringe çıktığı ilk geceyle birlikte etkisini gösterdi. O dönemin uzun, çoğunlukla yerde geçen maçlarının aksine Sonnenberg, adeta bir mızrak gibi uçan omuz darbeleriyle rakiplerine saldırdı ve bu nedenle başlangıçta “Gus the Goat” (Keçi Gus) lakabını aldı — çünkü rakiplerinin bedenine başıyla dalıyordu. 24 Ocak 1928’de Providence’da çıktığı ilk maçta Ivan Ludlow’u sadece 90 saniyede yendi ve büyük bir çıkış yakaladı. Pek çok yönden, yaklaşık 70 yıl sonra ortaya çıkan Bill Goldberg’in küçük bir versiyonu gibiydi; benzer bir bitirici hareketi vardı ve benzer şekilde kısa süren, dominant galibiyetlerden oluşan bir galibiyet serisiyle sunuldu.
Sonnenberg, Spellman’ın kendisine öğrettiği bilek kilidi (wrist lock) ve vücut makası (body scissors) gibi güreş tekniklerini futbol taktikleriyle harmanladı, ancak en çok taraftarın ilgisini çeken şey yaptığı tackle’lar (darbeler) oldu. 14 Haziran 1928 tarihli Boston Herald gazetesinde, Sonnenberg’in “buradaki güreş oyununu devrimleştirdiği” yazıldı. Time dergisi bile Sonnenberg’in güreş dünyasını nasıl yenilikçi bir şekilde değiştirdiğini konu aldı.
Sonnenberg kısa sürede kazandığı maçlara devam etti. 10 Mayıs 1928’de Boston Arena’da, 270 kiloluk ve Sonnenberg’den bir kafa daha uzun olan Wayne Munn’a karşı “David ile Goliath” tarzında bir maç yaptı. İlk raundu 1 dakika 19 saniyede, ikinci raundu ise sadece 25 saniyede kazanarak rakibini iki düz fall’da yendi — o dönem için bir ana etkinlikte bu kadar kısa sürede kazanmak neredeyse duyulmamıştı.
Ertesi gün Boston Globe gazetesi Sonnenberg vs. Munn maçından bahsederken, “modern güreş tarihinin en inanılmaz maçlarından biri” ifadesini kullandı ve Sonnenberg’in eski bir dünya şampiyonuna karşı iki düz raundda bu kadar hızlı galip gelmesini onun bir gecede süper yıldız olmasına neden olarak gösterdi.
Altı aylık, tamamı on dakikadan kısa süren hızlı galibiyet serisinin ardından Sonnenberg, 29 Haziran 1928’de Boston Arena’da Lewis’in dünya şampiyonluğu için ringe çıkma şansını yakaladı. Başkaları da bu yükseliş trendinden faydalanmak istedi. Lewis’le yapılacak bu unvan maçından sadece dokuz gün önce, Munn’u daha önce "double-cross" (ihanet) etmiş olan Stanislaus Zbyszko, manşetlere çıkarak “Eğer Sonnenberg’i bir saat içinde iki fall ile yenemezsem ona 5.000 dolar ödeyeceğim,” diyerek meydan okudu. Bu tabii ki Bowser’ın, altın yumurtlayan tavuğu konumundaki Sonnenberg için ringde görmek isteyeceği son rakipti.
Lewis ile yapılan maç büyük ilgi gördü ve 13.000 seyirci topladı. Sonnenberg ilk fall’u 37 dakika 30 saniyede yaptığı bir uçan darbe (flying tackle) ile kazandı. İkinci fall sırasında, bir tackle girişimini ıskaladı, ringin dışına uçarak yere düştü ve sakatlanarak maça devam edemedi. Bu şekilde Lewis unvanını korumuş oldu. Maçın sonucunu desteklemek için Sonnenberg, Brookline, Massachusetts’teki Trumbull Hastanesi’ne götürüldü ve burada omurunda çatlak ve beyin sarsıntısı geçirdiği bildirildi.
Yerel gazeteler bu durumu, Sonnenberg’in dünya şampiyonluğunu kazanmaya çok yaklaştığı, ancak talihsiz bir sakatlık nedeniyle bunun gerçekleşmediği şeklinde haberleştirdi. Bu olay, yerel yıldız için “ahlaki zafer” olarak lanse edildi ve Sonnenberg’in bir sonraki fırsatta kesinlikle şampiyon olacağı vurgulandı. Lewis’in Sonnenberg’i yenemediği, yalnızca Sonnenberg’in kendi hatası nedeniyle maçı kaybettiği anlatıldı.
Bu tarz bir bitiriş, Sonnenberg’in büyük maç kayıplarında kullandığı klasikleşmiş bir yöntem haline geldi. Tackle girişiminde bulunup rakibini ıskaladığında, ring dışına doğru uçar, muhabirlerin, doktorların ve ring kenarındaki herkesin üzerine düşerdi. Bazen doğrudan yere çakılırdı. Bu tehlikeli hareket, sahte sakatlıkları senaryolaştırmak için kullanılırdı ama Sonnenberg bu hareketi yaparken gerçekten birkaç kez kendini ciddi şekilde yaraladı.
O gece unvanı kazanamamasının asıl nedeni, son bir sezon daha NFL’de Steam Rollers için oynamayı kabul etmiş olmasıydı.
Sezon sırasında, Bowser Lewis ve menajeri Sandow ile bir görüşme yaptı ve Lewis’in unvanı Sonnenberg’e bırakması karşılığında, 70.000 dolara kadar çıktığı iddia edilen yüklü bir teklif sundu. Anlaşmanın bir parçası olarak, Sonnenberg’in ilerleyen bir tarihte unvanı tekrar Lewis’e geri vereceği de kararlaştırıldı.
Steam Rollers 2 Aralık 1928’de NFL şampiyonluğunu kazandıktan sonra Bowser, Sonnenberg’in güreşe geri döneceğini ve 4 Ocak 1929’da, yeni inşa edilen Boston Garden’da Lewis’le unvan maçı yapacağını duyurdu. Rakamlar büyük ihtimalle abartılmış olsa da, yerel basında Lewis’in 50.000 dolarlık bir garanti ücret aldığı, Sonnenberg’in ise kapı hasılatının %12,5’ine imza attığı bildirildi. Röportajlarında Sonnenberg, bu maçın kariyerinin en büyük spor olayı olduğunu söylüyordu — ki bu oldukça dikkat çekiciydi, zira daha yeni NFL şampiyonluğu oynamıştı.
0.000 kişilik kapasitesi tamamen dolmuş ve ayakta izleyici alanları bile dolu olan kalabalık, 72.000 dolar gelir sağladı. Sonnenberg ilk fall’u 30 dakika 46 saniyede uçan tackle ile kazandı. İkinci fall’da ise peş peşe yaptığı tackle’larla Lewis’i ringin dışına attı ve Lewis 8 dakika 20 saniyede sayıyla yenildi. Yerel yıldızın, sektörün en büyük ismini yenerek dünya şampiyonu olmasıyla salon adeta coştu. Bu kapı geliri, bugünün parasıyla 1 milyon dolardan fazla ederdi ve o dönem için profesyonel güreş tarihindeki en büyük üçüncü gişe geliri oldu. Boston Herald maçtan önceki haberinde, Sonnenberg kazanırsa Frank Gotch’tan bu yana en popüler dünya şampiyonu olacağını yazmıştı. Maç o kadar büyük ilgi görmüştü ki, filme çekilip ABD’nin dört bir yanındaki sinemalarda ve Avrupa’da gecikmeli olarak gösterildi.
Associated Press (AP), Sonnenberg’in New England bölgesinde güreşin popülerliğini artırdığını yazdı. Spor artık belediye salonlarından çıkıp büyük arenalara taşınmıştı ve Sonnenberg’in sayesinde yerel gazetelerde önemli haberler arasında yer buluyordu. Artık Bowser, dünya şampiyonunu ve sporun en popüler yıldızını kontrol ediyordu, ama daha önce Munn’un başına gelenlerden ders çıkarmıştı; bu yüzden Sonnenberg’in karşısına kimlerin çıkacağı konusunda çok dikkatli davranmak zorundaydı.
Bowser yalnızca Sonnenberg’in rakiplerini dikkatle seçmekle kalmadı, aynı zamanda hakemini de onunla birlikte turneye gönderdi. Bu hakem, rakip bir güreşçi Sonnenberg’i ring içinde “double-cross” yapmaya kalkarsa, hemen diskalifiye kararı vererek bunu önleyecekti. Ring içinde böyle bir olay hiç yaşanmadı ama ring dışında başka sorunlar oldu.
Sonnenberg’in başlıca rakipleri Joe Malciewicz, Marin Plestina, Joe DeVito ve orijinal Stanley Stasiak’tı. Ancak unvan süreci sorunluydu çünkü dünya şampiyonunu kiralayan organizatörler, onunla kimin güreşeceğine dair söz sahibi olamıyordu. Ellerinde yerel yıldızlar olsa bile, onları Sonnenberg’e karşı kullanamıyorlardı.
Sonnenberg’in şampiyonluğu kazandıktan sadece birkaç hafta sonra küçük bir sorun yaşandı: Illinois Eyalet Atletizm Komisyonu, “uçan tackle” hareketinin güreş hareketi olmadığını belirterek bu hareketi yasaklamayı düşündü. Ancak bu hareket, seyircilerin Sonnenberg maçlarına gelmesinin ana nedeni olduğundan, komisyon bu düşünceden vazgeçti.
Sonnenberg pek çok yerde ilgi görse de, New York’ta beklenen etkiyi yaratamadı. 4 Şubat 1929’da Madison Square Garden’daki ilk unvan savunmasında Harold Cantonwine’a karşı sadece 3.500 kişi geldi. Ertesi gece Brooklyn’deki şovuise sadece 4.500 kişi tarafından izlendi.
Mayıs ayında, Pennsylvania Eyalet Atletizm Komisyonu, Sonnenberg’in özellikle Dick Shikat ve Jim Londos gibi üst düzey rakiplerle karşılaşmayı reddetmesi nedeniyle onu askıya aldı ve dünya şampiyonu olarak tanımayı bıraktı. New York’un güçlü organizatörü Jack Curley ise Sonnenberg’in kendisine para kazandırmayacağını düşündüğü için New York Eyalet Komisyonu’na baskı yaptı. Komisyon da Ağustos ayında benzer bir karar alarak Sonnenberg’i tanımayı bıraktı.
Sonunda bu durum bir promosyon savaşına yol açtı. Bowser, çizgisel (lineal) dünya şampiyonluğunu ve sporseverlerin gözünde en büyük yıldızı elinde tutuyordu. Ancak güreşin tarihsel olarak büyük pazarlarındaki önemli organizatörler—New York'ta Jack Curley, Philadelphia'da Ray Fabiani ve St. Louis'te Tom Packs—atletik güreşçi (shooter) Dick Shikat’ı kendi dünya şampiyonları olarak tanıdılar. Çünkü Sonnenberg’in onunla asla ringe çıkmayacağına emindiler. Ayrıca, Sonnenberg kadar popüler olan Jim Londos’a da sahiptiler. Sonnenberg, aksiyon görmek isteyen sporseverlerin favorisi olsa da, iyi görünümlü bir Yunan olan Londos, büyük bir etnik kitleye hitap ediyordu ve özellikle kadınların gözdesiydi.
Yine de Sonnenberg, dünya şampiyonu olarak Kuzey Amerika’nın büyük bölümünde güçlü bir drawing merkezi olmaya devam etti. Toronto ve Montreal’deki şovları profesyonel güreşi bu pazarlarda popülerleştirdi. Dünya şampiyonu olarak kazandığı ün ve gelir, NFL şampiyonu bir takımın yıldız koşucusu olarak kazandığının neredeyse 20 katıydı ve bu yüzden futbola bir daha dönmedi. Sadece 1930’da, futbolu çok sevdiği ve yerel takıma yardım etmek istediği için Steam Rollers adına özel bir gösteri maçına çıktı.
Ancak başka bir skandal daha patlak verdi. Rakip organizatörler büyük gazetelere giderek Sonnenberg’in dört rakibinin—Shannon, Kolman, Petroff ve Fred Gotch olarak sunulan güreşçilerin—aslında hepsinin Bowser’ın güreşçi kadrosundaki bir polis olan Dan Koloff olduğunu ifşa etti. Bu skandal 13 Haziran 1929’da Boston Herald gazetesinin birinci sayfasında yer aldı. Haberde ayrıca iletişim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, güreşçilerin farklı şehirlerde farklı isimler kullanarak maça çıkma devrinin sona erdiği belirtiliyordu.
Londos’un ekibi işi bir adım daha ileri götürüp, Gus Sonnenberg adıyla sahte bir güreşçiyi ringe çıkararak her gece onu yendiler ve bu sahte galibiyetleri ülke genelindeki gazetelere haber olarak geçtiler.
Bu olaydan iki gün sonra Sonnenberg, Boston medyasına çıkarıldı. Unvanını yıkmak isteyen kıskanç insanlar olduğunu söyleyerek kendini savundu. Favori hareketi olan uçan tackle’ın yasaklanmaya çalışıldığını, komisyonların unvanını elinden almaya çalıştığını, hakkında yalan haberler yayıldığını ve hiç güreşmediği maçları kaybetmiş gibi gösterildiğini belirtti. Kendisine karşı çıkan tüm rakipleri yendiğini, Malciewicz ve Plestina gibi ünlü “shooter”ları da mağlup ettiğini söyledi. Ayrıca Lewis’in menajeri Sandow’un New York, Illinois ve Pennsylvania’daki yasaklardan sorumlu olduğunu iddia etti. Ancak bu da bir kurgu (work) idi; Sandow, Lewis ve Bowser’ın ortaklaşa planladığı bir senaryoydu. Amaç, Sonnenberg’e yönelik olumsuz basını, Boston’daki rövanş maçında Lewis’i daha büyük bir “kötü adam” (heel) haline getirmek için kullanmaktı.
9 Temmuz 1929’da Fenway Park’ta gerçekleşen bu rövanş maçında Sonnenberg, üç fall’luk maçta ikinci ve üçüncü fall’ları kazanarak unvanını korudu. Maç toplamda 39 dakika sürdü, 25.000 seyirci izledi ve 90.000 dolar gelir elde etti. Bu, o zamana kadar profesyonel güreş tarihindeki en büyük gişe hasılatı olarak kabul edildi; 1911’deki Gotch-Hackenschmidt rekorunu kırdı.
Sonnenberg, Los Angeles’ta büyük bir yıldız haline geldi ve 24 Temmuz 1929’da Olympic Auditorium’daki Joe Malciewicz zaferiyle şehrin tüm zamanların gişe rekorunu (30.392 $) kırdı. 18 Eylül’deki dönüş maçında bu rekoru yine kendisi kırdı; Joe Stecher’a karşı iki düşmeli galibiyetle 35.000 $ hasılat elde etti. Bu zafer Sonnenberg için büyük bir itibar kazanımıydı çünkü Stecher, 1920’lerin en büyük iki yıldızından biri (Lewis’ten sonra) olarak Bowser’ın organizasyonuna yeni katılmıştı. Bu, Sonnenberg’in "gerçek güreşçilerden kaçtığı" yönündeki eleştirileri bertaraf etmek içindi.
Rakip organizatörler, güreşçi olmayan birinin dünya şampiyonu olarak ringe çıkıp çifte çapraz (double-cross) yapılamayacak kadar korunaklı olmasından dolayı başka bir taktik denemeye karar verdiler. 22 Ekim 1929’da, Sonnenberg Los Angeles’ta kalabalık bir caddede yürürken, tanınmamış ama sağlam orta sıklet bir güreşçi olan Pete Ladjimi, rakip organizatörler tarafından şampiyonu küçük düşürmek için gönderildi. Sonnenberg’e meydan okudu, ardından çıkan tartışmada ona kafa atarak yere düşürdü ve Sonnenberg’i kanlar içinde bıraktı. Bu olay, dünya şampiyonu bir güreşçinin sokak kavgasında yenildiği şeklinde ülke çapında manşet oldu.
Yine de, yaraları ciddi değildi. Ertesi akşam, olay gazetelerde çıkmasına rağmen Sonnenberg Olympic Auditorium’daki dolu salonda Lewis’i tekrar yendi. Dolayısıyla, Ladjimi’nin saldırısının Sonnenberg’in ünvanını kaybetmesine yol açtığı efsanesi, zamanlamaya bakıldığında abartılı görünmektedir. Promotörler bunu başta yıkıcı bir gelişme olarak görmemiş olmalı; aksi takdirde, o gece Lewis’e unvanı geri vererek zararı hemen kontrol altına almak isterlerdi. Yine de bu olay, güreş tarihindeki bir başka dersin altını çizdi: unvanın double cross'a açık olmayan, gerçekten yetenekli (shooter) bir güreşçide olması daha güvenlidir.
1929 sona ermeden Sonnenberg, Los Angeles’ta hem Lewis’i hem de Stecher’i bir kez daha yendi. Bu da promotörlerin hâlâ onun itibarı için büyük çaba sarf ettiğini gösterir. Ayrıca Sonnenberg, Kuzey Amerika’nın dört bir yanında hâlâ büyük ilgi görüyordu.
Tüm bu dünya şampiyonluğu iddiaları arasında, National Boxing Association (NBA), gerçek dünya şampiyonunu belirlemek için bir çözüm aradı. Sonnenberg, Shikat, Londos ve ünlü shooter John Pesek’in katılacağı dört kişilik bir turnuva önerildi. Ancak Sonnenberg ve Shikat bu turnuvaya katılmadı ve NBA her iki güreşçiyi de kendi yetki alanındaki eyaletlerde askıya aldı.
Yine de çalışabilecekleri birçok eyalet vardı. Rakip organizatörler, Şubat ayında hem Shikat’ı hem de Sonnenberg’i getirerek promosyon savaşını başlattılar. Shikat 18 Şubat’ta Miami’de unvanını savunurken, Sonnenberg ertesi gece Coral Gables’ta yaklaşık 10.000 kişiyi çekerek daha büyük bir ilgi topladı. 20 Mart 1930’da Sonnenberg, Boston’da 1924 Olimpiyat altın madalyalı Henri DeGlane’i mağlup etti ve Boston Garden’da 15.000 kişilik kalabalığa Count George Zarynoff’a karşı bir galibiyet kazandı.
Los Angeles'ta, 24 yaşındaki Colorado'lu Everette Marshall'ı yeni bir yıldız yapmak için stadyum şovları düzenliyorlardı. Marshall, Malciewicz, Stasiak, Karl Sarpolis ve Nick Lutze'yi yenerek şampiyonluk maçı talep etti. Sonnenberg, önce Lewis ya da Stecher'i yenmesi gerektiğini şart koştu. 16 Nisan'da Marshall, Lewis'i yendi. Bu, 5 Mayıs 1930'da Los Angeles'taki Wrigley Field'da 17.580 seyircinin 69.746 dolar ödediği bir şovun önünü açtı. Marshall ilk raundu kazandı, ancak Sonnenberg ikinci ve üçüncü rauntlarla geri dönerek kemerini korudu.
Ancak Sonnenberg, profesyonel güreşten nefret etmeye başlamıştı. 25 Mayıs 1930'da Dallas Morning News'e verdiği röportajda şunları söyledi:
"Midem bulanıyor. Kendimden ve bu sporla bağlantılı herkesten defalarca nefret ettim. Ama sonuçta çok para kazanıyorum ve yapabildiğim zaman kazanmazsam aptal olurum. Güreşçilerin ömrü uzun sürmez. Ününüz bittiğinde, onlar hâlâ sadece güreşçidir ve hayatta bir yerleri yoktur. Popülerlik dalgasını sürüp elime geçeni alacağım. Bunda çok uzun dayanmayacağım. Sinirli ve gergin biriyim. Yakında tükenirim. Hayvanlar gibi duygusuz değillerse herkes tükenir. Bu yüzden şimdi para kazanıyorum ve biriktiriyorum. Bu işi bıraktığımda, emekli güreşçiler için bir ev yapacağım ve akşamları oturup kitap okuyacağım."
Dışarıdaki güreşçilerin onunla maç yapmayacağına dair iddialarına gelince, Shikat ve diğerlerinin aynı anda hem onunla güreşmeye gittiğini hem de onun gerçek şampiyon olmadığını söylediklerini belirtti. Sonnenberg, sadece olabildiğince hızlı para kazanmaya çalıştığını söyledi. Futbol mu yoksa güreş mi daha çok sevdiği sorulduğunda, futbol yanıtını verdi.
Sonnenberg hâlâ iyi drawing gücüne sahipti, ancak Londos'un Shikat'ı yenerek dünya şampiyonu olmasıyla onun popülaritesi arttı. Sonunda, Sonnenberg'e yönelik tüm olumsuzluklar etkisini gösterdi. 13 Kasım 1930'da Boston Arena'da Jack Sherry'yi 7.500 kişilik vasat bir seyirci önünde yendi, ancak ilk kez seyirciler tarafından yuhalandı. Bu sırada Bowser, Michigan Üniversitesi'nde yenilgisiz bir ağır sıklet olan ve 1928 Olimpiyatları'nda dördüncü olan Ed Don George'u kadrosuna katmıştı. George, o oyunlarda dönemin en büyük atletlerinden Earl McCready'i bile yenmişti. 10 Aralık 1930'da Los Angeles'taki Olympic Auditorium'da, rauntları paylaştıktan sonra George, Sonnenberg'i "Japon kol kilidi"yle pes ettirdi. Los Angeles Times, salonu dolduran 10.000 kişinin çılgına döndüğünü yazdı.
Yeni yüz ve gerçek bir güreşçi olan George, bir Olimpiyat şampiyonunun dünya şampiyonu olması fikrini seven spor yazarları tarafından sevildi. Ancak 1931'de Bowser ihanete uğradı. Lewis, Bowser'ın Sonnenberg'in kemerini bırakacağı zaman kendisine verme sözünden dönmesine öfkeliydi, özellikle de Sonnenberg'e defalarca yenilmişti. Los Angeles'taki Olympic Auditorium'da bir maç öncesinde George'a "kolay ya da zor yoldan halledebiliriz" dedi. Lewis neredeyse 40 yaşında, içkiye düşkün ve formda olmayan biri olsa da, ünü öyleydi ki George onunla mücadele etmeye kalkışmadı ve gönüllü olarak kemeri bıraktı.
Sonnenberg güreşmeye devam etti ve nispeten güçlü bir konumda tutuldu. Sonraki iki yıl boyunca nadiren yenildi ve kaybettiği zamanlarda sadece Malciewicz, DeGlane veya Shikat gibi en büyük isimlere karşı mağlup oldu. 30 Temmuz 1931'de Boston'daki Braves Field'da DeGlane'ye (Lewis'ten kemeri Montreal'de hileyle almıştı; rauntlar arasında kendini ısırıp bunu Lewis'in yaptığını iddia ederek onun diskalifiye olmasını sağlamıştı) dünya şampiyonluğu için meydan okuduğunda, maç 30.000 seyirci ve 64.239 dolar hasılat getirdi. Sonnenberg aynı zamanda film oyunculuğuna da el attı ve evlendi. Notre Dame'ın yıldızı Joe Savoldi başta olmak üzere birçok üniversite futbolcusu, uçan tackle hareketini kullanarak profesyonel güreşe girdi. Savoldi'nin başarısı, NFL'in en büyük yıldızı Bronko Nagurski'nin profesyonel futbolu bırakıp birkaç yıl sonra güreşte dünya şampiyonu olmasında da etkili oldu.
1932'de genç eşi bir trafik kazasında yaralandı. Birkaç ay sonra, 19 Temmuz'da, Massachusetts'in Haverhill kentinde bir güreş maçının ardından Sonnenberg, arkadaşlarıyla içmeye gitti. Saat 03:00'te eve dönerken North Andover'da bir trafik kazası geçirdi. Sonnenberg ve polis memuru Richard Morrissey yaralandı, Morrissey ise birkaç gün sonra hayatını kaybetti. Sonnenberg, ihmalkar araç kullanma, alkollü araç kullanma ve başkalarının hayatını tehlikeye atma suçlarından dolayı tutuklandı. Bowser, 2.000 dolarlık kefaletini ödedi. 2 Ağustos'ta alkollü araç kullanma ve başkalarının hayatını tehlikeye atma suçlarından mahkum edildi, ancak ihmalkar araç kullanmadan beraat etti. Üç aylık hapis cezasına çarptırıldı, ancak temyize gitti ve 2 Mart 1933'te hüküm bozuldu.
Sonnenberg, 1929'da Boston Herald'ın manşetten yayınladığı bir haber için gazeteye iftira davası açtı. Davada, Sonnenberg'in 1930'da dünya şampiyonu olarak tam 66.205,65 dolar kazandığı ortaya çıktı (bu miktar, Büyük Buhran'ın zirvesinde, bugünün neredeyse 1 milyon dolarına eşdeğerdi). Bu, boks şampiyonu Jack Dempsey'den oldukça az olsa da, dönemin en büyük spor yıldızı Babe Ruth bile en iyi zamanlarında 80.000 dolardan fazla kazanmamıştı. Dolayısıyla Sonnenberg, muhtemelen ülkenin en çok kazanan üç-dört sporcusundan biriydi. Ancak bu durum, gazetelerde yayınlanan üst düzey güreşçilerin kazançlarına dair rakamların asılsız olduğunu da gözler önüne serdi.
Kasım 1933'te, birbirleriyle çekişen organizatörlerin çoğu farklılıklarını bir kenara bırakıp uzun zamandır hayal edilen rüya maçları düzenlemek için bir araya geldi. Halk bunun farkında değildi ve büyük yıldızların nihayet kendilerini kontrol eden organizatörlerin isteklerine karşı çıkarak birbirleriyle mücadele etmeyi kabul ettiğine inanıyordu. Sonnenberg, St. Louis'de Ray Steele ve George Zaharias'ı yenerek Londos'la yapılacak rüya maç için hazırlandı. 2 Şubat 1934'te St. Louis'deki Arena'da 15.666 seyirci önünde, Sonnenberg uçan tackle'ını kaçırıp ringin dışına uçtu—tıpkı Lewis'e karşı ilk mağlubiyetindeki gibi. Bu kez ringe dönmeye çalışırken Londos onu tuşlayarak 38:10'da maçı kazandı. Sonnenberg bu sefer ciddi şekilde sakatlandı ve birkaç maç kaçırdı.
27 Nisan 1934'te Philadelphia'daki rövanş maçında, Sonnenberg'in yasaklı olan uçan tackle'ını Londos'a yapması nedeniyle diskalifiye edildi. Sonraki haftalarda Marshall'ı yendi, Montreal'de DeGlane ile 90 dakikalık berabere kaldı ve Londos'la Philadelphia rövanşında St. Louis'deki sonucu tekrarladı. 1933'te muhtemelen bir kalp krizi geçirdi. Bu bir söylentiydi, ancak doğruysa, kariyerine zarar vereceği için gizlendi. Aynı yıl, ikinci eşi Marie Elliott'ın ünlü aktör Gary Cooper'la aldatması ve boşanma davası açması üzerine hastaneye kaldırıldı. Elliott, Hollywood'a taşınıp Judith Allen adıyla bir oyuncu oldu ve 1933-1952 arasında 35'ten fazla filmde rol aldı. Sonnenberg, Ağustos 1934'te Connecticut'ta Mildred Micelli ile evlendi ve Avustralya, Yeni Zelanda ve Hawaii'de balayı ve güreş turuna çıkarak büyük kalabalıklar çekti. Ancak Mildred de ondan boşandı—Sonnenberg bunu profesyonel güreşe bağladı: "Beni bir kahraman olarak tanıtmak istiyordu, ama siyah gözlerle, topallayarak ya da kolu sargılı halde görünce soğudu."
Şubat 1935'te ABD'ye (o dönemde Hawaii ABD'nin bir parçası değildi) döndü ve California'da çalışarak Olympic Auditorium'u defalarca doldurdu. Güreşin çok şiddetli hale geldiğinden ve seyirciyi tatmin etmek için güreşçilerin birbirlerini hırpalamak zorunda kaldığından şikayet etti. Artık yükselen yıldızları öne çıkaran bir rol üstlenmişti: Savoldi, Sandor Szabo, Hank Barber, Gino Garibaldi ve Wild Bill Longson gibi isimlere yenildi.
Bu sırada Bowser'ın yeni yıldızı, İrlandalı Danno O'Mahoney, güreşin en büyük atraksiyonu haline gelmişti. Gerçek bir güreşçi ya da iyi bir performansçı olmayan O'Mahoney, Londos'u bile geride bırakarak 1935-1936'da tarihin en büyük hasılatlarını yaptı. Ta ki 2 Mart 1936'da Madison Square Garden'da Shikat, Al Haft ve Jack Pfefer'le gizli anlaşarak O'Mahoney'yi pes ettirip dünya şampiyonluğunu alana kadar. 24 Mayıs 1935'te O'Mahoney, Boston Garden'daki 18.000 seyirci önünde Sonnenberg'i iki raunt üst üste yendi. Yerel gazeteler, O'Mahoney maçlarında ilk kez seyircinin ikiye bölündüğünü yazdı—Sonnenberg nostaljik bir tepki çekiyordu. Philadelphia, Providence, Dallas, Memphis, Albany ve Chicago'da da O'Mahoney'ye yenildi. Aynı dönemde Los Angeles'ta yeni yıldız Vincent Lopez'i öne çıkaran maçlarda da iyi hasılat yaptı.
1936'ya gelindiğinde kalp sorunları vardı ve ağır alkol kullanıyordu. Kuzey California'da çalışırken, 20 yaşındaki Lou Thesz, onun araba kullanmasını engellemek için şoförü olarak görevlendirildi. Sorunları gizlense de alkol, randevularını kaçırmasına ve sağlık problemlerine yol açtı. 1944'te Montreal Gazette'de çıkan bir yazıda Sonnenberg'in bipolar olabileceği ima edildi: "Sözde arkadaşları ondan para isterdi, sürekli depresyondaydı. Bazen dünyada tek bir derdi yokmuş gibi neşeli, bazen de günlerce otel odasına kapanırdı."
1937 ile 1939 arasında Sonnenberg hâlâ büyük bir isimdi, ancak Shikat'ın O'Mahoney'ye ihanet edip ardından dünya şampiyonluğunu hemen Ali Baba'ya (Harry Ekizian) bırakmasıyla ortaya çıkan mahkeme davaları, güreşin önceden ayarlanmış olduğunu ve dünya şampiyonluklarının kazanılmaktan ziyade verildiğini açığa çıkardı. Bu da neredeyse her yerde seyirci ilgisinin düşmesine neden oldu. Sonnenberg, son bir zafer yaşayarak 16 Mart 1939'da Boston Gardens'da 8.000 seyirci önünde The Masked Shadow'ı yenip AWA dünya ağır sıklet şampiyonluğunu kazandı. Ancak kemeri sadece 13 gün elinde tutabildi; yeni yıldız olarak öne çıkarılan Steve Casey'ye kaybetti. Maçın 33. dakikasında sert bir şekilde yere çarptı, başını mindere vurdu ve bayıldı, sedyeyle ringden taşındı.
Bu dönemde New York, New Jersey ve Rhode Island atletizm komisyonları, kalp rahatsızlığı nedeniyle onu güreşten men etti. Bir süre Illinois'e taşındı ve burada Orville Brown ile Maurice "The French Angel" Tillet gibi isimlere yenildi. Yine de Bowser ve Montreal organizatörü Eddie Quinn onu belli etkinliklere dahil etmeye devam etti. Son büyük ana maçını 10 Haziran 1942'de Montreal Forum'da 4.000 seyirci önünde Quinn'in en büyük yıldızı Yvon Robert'a yenilerek yaptı.
II. Dünya Savaşı sırasında Sonnenberg, seçkin bir birlik olan Army Rangers'a katılmaya çalıştı ancak kalp sorunları nedeniyle reddedildi. Bunun üzerine Donanma'ya katılarak Atletizm Şubesi'nde Kıdemli Uzman olarak görev yaptı. Norfolk'ta konuşlandırıldı ve denizcilere yakın dövüş eğitimi verdi. O kış zatürreye yakalandı, iyileşti ancak 1943 yazında gizemli bir kan hastalığı nedeniyle ağır hasta olduğu bildirildi. 1944'te iyileştiğine dair haberler çıksa da o yaz tekrar kötüleşti. 12 Eylül 1944'te, 46 yaşında lösemiden hayatını kaybetti.
Geriye dönük bakıldığında, Sonnenberg'in etkisi, iki yıllık dünya şampiyonluğu ve büyük bir yıldız olduğu dönemden çok daha önemliydi. Profesyonel güreşin ring içi stilini daha gösterişli hale getirmede, gerçekçi tutuşlardan uçan hareketlere geçişte öncü oldu. Futbolcuların güreşte büyük atraksiyonlar haline gelmesinin yolunu açtı. Başarısı, Bowser'ın ulusal bir güç olarak yükselişinde de kritik rol oynadı. Sonnenberg'in popülaritesi, Bowser'a ülke çapındaki organizatörlerle bağlantı kurma fırsatı verdi. Ayrıca Toronto ve Montreal'in, New York, Chicago, St. Louis ve Los Angeles gibi Kuzey Amerika'nın en büyük güreş pazarlarından ikisi haline gelmesinde de büyük pay sahibiydi. Bu şehirler, neredeyse bir yüzyıl boyunca güreşin önemli merkezleri olarak kaldı.
Geriye dönüp baktığımızda, profesyonel güreş yıldızı olmanın onun için bir nimet mi yoksa bir lanet mi olduğunu söylemek zor. Gerçek güreşçiler onu "sahici olmayan bir dışarılı" olarak görüp küçümsese de, Sonnenberg'in güreş dünyasına olumlu yönde büyük etkileri oldu. Ancak kişisel düzeyde, güreş hayatı hem fiziksel hem de duygusal açıdan acı dolu görünüyordu. 20. yüzyılın ilk yarısının en popüler figürlerinden biriydi ve Hall of Fame seviyesinde bir kariyere sahipti. Futbolu seviyordu ama güreşten hoşlanmıyordu, üstelik mükemmel bir futbolcuydu. Ancak ona kalıcı şöhreti kazandıran, onu uluslararası bir yıldız yapan ve oyunun kurallarını sonsuza dek değiştirdiği alan güreş oldu.
Yorumlar
Yorum Gönder