Çeviri: Ace's High #13-14

 #13



—Dojo’daki antrenmanların ne kadar zorlu olduğuna değinmiştik; hiç “Bırakmak istiyorum” dediğin bir an oldu mu?



Tanahashi: Hayır, bir kere bile. Bir kez bile bırakmayı düşünmedim.



—Bazen gece yarısı kaçan stajyerlerin hikâyelerini duyarız.



Tanahashi: Bizim dönemdeki herkes çok odaklıydı. Kenzo Suzuki bir şekilde bu işi başaracağına emindi, (Katsuyori) Shibata ve (Wataru) Inoue da çok hırslıydı.



—Yani hepiniz çok kararlıydınız. Young Lion’lar genelde tecrübeli güreşçilere asistanlık yapar. Sen kiminle çalıştın?



Tanahashi: Debut yapmadan önce (Keiji) Muto’nun asistanıydım. Inoue, Kensuke Sasaki ileydi, Makabe Riki Choshu’yla, Suzuki de Tatsumi Fujinami ile çalıştı.



—Bu görevler nasıl dağıtılıyor?



Tanahashi: Açıkçası, bence tamamen rastgele yapılıyor. Belki arka planda bazı öneriler oluyordur ama bize hiçbir şey söylenmezdi.



—Muto’nun hayranı olarak büyümüş biri için, onun asistanı olmak büyük bir olay olmalı.



Tanahashi: Evet, çok heyecanlanmıştım. Yepyeni bir deneyimdi, taze bir başlangıç gibiydi.



—Muto’yla bu kadar yakın olmak nasıldı?



Tanahashi: Cüssesi gerçekten etkileyici. Ve hiç rol yapmaz. Televizyonda nasıl konuşuyorsa, normalde de öyle konuşur. Gerçekten de aynı adam.



—Gerçek bir karakter yani. Genelde güreşçilerin asistanlık görevleri çok zor olur, ama seninki gayet keyifli geçmiş gibi.



Tanahashi: Aynen öyle. Hatta biraz kolay bile atlattım diyebilirim. Muto Amerika’da çok güreştiği için, orada her şeyi kendin yapmak zorundasındır. O yüzden benim tek görevim çamaşırlarını yıkamak, banyoya girmeden önce sabununu ve havlusunu hazır etmek gibi basit işlerdi.



—Kulağa oldukça basit geliyor.



Tanahashi: Öyleydi. Boş zamanlarında genelde spor salonuna giderdi. Beni de çağırırdı, birlikte antrenman yapardık.



—O antrenmanlarda tempo nasıldı?



Tanahashi: Sert geçerdi. Bir diğer görevim de her şehirde onun için spor salonu bulmaktı. Bu da bana önemli bir şey öğretti: Boş vaktin olduğunda hemen çalışmaya koyul. Güçlenmenin yolu bu. Muto bu şekilde o kadar kuvvetli olmuştu.



—Muto denince hep zarif moonsault’lar gelir akla ama en az Kensuke Sasaki kadar güçlüydü.



Tanahashi: Ben de kendimi güçlü biri olarak görürdüm. Büyük ağırlıkları barın üstüne koyardım, o da gelip “Bu minicik ağırlıklarla mı çalışıyorsun?” diye takılırdı, sonra beni ezip geçerdi. Spor salonunda sık sık rekabet halindeydik.



—Gerçekten adanmış biriymiş.



Tanahashi: Rutin olarak 190 kilo bench press yapardı. Ben kariyerimin 14. yılında anca bir kez 190 kiloyu bastım. Ama o kadar geç yaşta da değildim, o açıdan biraz erken bastım sayılırım, hehe.



—Birlikte çok yemek yediniz mi?



Tanahashi: Arada bir, evet. Muto’nun o yıldız ışıltısı inanılmazdı. Nereye gitsek herkes ona seslenirdi. Beni Ginza’daki şık restoranlara götürürdü…



—Oldukça etkileyici olmalı.



Tanahashi: 22 yaşındaki taşralı bir çocuk için? Kesinlikle öyleydi! Etrafıma bakar “Herkes ne kadar güzel giyinmiş…” diye düşünürdüm (gülüyor).



—Tüm kulüp hostesleri falan yani (gülüyor).



Tanahashi: Aynen! Muto hosteslerle kahkahalar atarken ben kenarda, içkimi yudumlayarak oturur, kimsenin başını derde sokmamasını sağlardım — özellikle kendi başımı.



—Yani tamamen rahat bir ortam değildi.


#14


—Geçen sefer Keiji Muto’nun asistanı olarak çalıştığından bahsetmiştik. Ama aslında Riki Choshu için de çalışmışsın, değil mi?



Tanahashi: Doğru. Muto'yla çalışmak kolaydı; her şeyi kendi yapmayı severdi. Ama Choshu... o çok ama çok eski kafalıydı. Soyunma odasına geldiğinde çizmelerini senin çıkarmanı beklerdi, öyle şeyler.



—Birçok kişi seni Muto’yla özdeşleştiriyor, bu yüzden Choshu ile olan bağını bilmeyebilirler.



Tanahashi: Evet, üzerimde bolca "Muto’culuk" olabilir ama bende azımsanmayacak kadar Choshu etkisi de vardır! Saçlar bile yeter aslında (gülüyor). Ama Choshu da beni sık sık yemeğe falan davet ederdi. Sadece bazen Muto’yla çakışmalar olurdu. “Aslında Muto-san’la sözleştik...” deyip onu reddetmem gerekirdi, bayağı bozulurdu. “Benim davetimi mi geri çeviriyorsun?!” diye çıkışırdı (gülüyor).



—Sorun yaratabilecek bir durum yani.



Tanahashi: Yemek onun için çok önemliydi. Bazen bir anda “Oi, Tanahashi! Git Yoshinoya’dan yemek al!” derdi.



—Tam anlamıyla etli pilavla mı beslenirdi?



Tanahashi: Aynen öyle! İki büyük kase, ekstra etli. Bu sipariş ya bana ya da Makabe’ye düşerdi.



—Riki Lariat’in arkasında bayağı bir et olması gerekmiş yani.



Tanahashi: Kelimenin tam anlamıyla. Elime parayı sıkıştırır, “Kendine de bir şey al,” derdi. Ben de elimde o paketlerle otele dönerken “Bir insan bu kadar yemeği nasıl yer?” diye düşünürdüm.



—Yoshinoya daha sonra NJPW’nun sponsoru oldu.



Tanahashi: Choshu’dan mutlusu yoktur!



—Peki o meşhur Choshu öfkesine hiç maruz kaldın mı?



Tanahashi: Bir keresinde duş jeli tam kapanmamış, çantasında havlusunun üstüne dökülmüş. Fark ettiğimde hemen bir çözüm bulmam gerekiyordu, ben de onun havlusunu Muto’nunkilerle değiştirdim.



—Sanırım bunun “zaman aşımı” süresi dolmuştur artık (gülüyor).



Tanahashi: İki kişiye birden çalışmanın avantajları (gülüyor).



—Yani sana hiç sinirlenmedi mi?



Tanahashi: Yok, bence onu iyi idare ettim. Ama maçlardan sonra bana geri bildirim verirken bayağı coşardı. “Sen yaşlı bir adam değilsin! Gençsin! Ateş göster! Sesini kullan! Bağır!” diye küfürler saçarak bağırırdı.



—O “Young Lion ateşi” onun için çok önemliydi. Bu arada, sen Dojo’ya Shibata ve Wataru Inoue’dan bir yıl sonra girmene rağmen hepiniz aynı gün, 10 Ekim 1999’da debut yaptınız.



Tanahashi: Evet, sonuçta Dojo’ya girdikten altı ay sonra debut yapabildim. O Dojo’ya girmeden önceki bir yılı spor yaparak geçirdim, böylece olabildiğince erken debut yapabildim. Dojo’ya girdiğimde 90 kiloydum, oradan sonra chanko çorbasını ve proteinleri yüklenerek daha da büyüdüm. Yatmadan önce protein shake hazırlardım, sonra sabaha karşı 3’te kalkıp içerdim, sonra tekrar uyurdum.



—Yani uyurken bile antrenman yapıyordun!



Tanahashi: Vücut en çok kası uykudayken inşa eder, o yüzden protein almak için en iyi zaman oydu belki de. Altı ay boyunca bunu yaptım, 12 kilo aldım.



—Etkileyici! Genelde Young Lion’ların debut öncesi kilo verdiğini duyarız; stres, uykusuzluk derken.



Tanahashi: Doğru, ama ben tam tersiydim. Ve vücut yağ oranım aynı kaldı, yani aldığım tamamen kas kütlesiydi. O zaman bunu söylesem dövülürdüm herhalde ama, debut yaptığımda şirketteki herkesten daha iyi formdaydım diyebilirim.



—Hahaha! İşte tanıdığımız ve sevdiğimiz “Ace”!



Tanahashi: Yani, Muto ya da Nakanishi üst vücut olarak benden daha büyük olabilirlerdi ama genel vücut dengesi açısından en iyi vücuda sahip bendim bence (gülüyor).



—Eski nesil güreşçiler protein tozu ve takviyelere pek inanmazdı…



Tanahashi: Evet, o tamamen bendim diyebiliriz. Ben geldikten sonra herkes daha çok protein içmeye başladı. Bu benim “Tanahashi Devrimi”mdi, heheh!



Tanahashi: Ama yine de çok keyifliydi. Beraber dışarı çıktığımızda fısıldaşmaları duyardım: “Vay, Keiji Muto bu!” diye… Bir yanım “Bir yıldızla takılmak ne kadar havalı!” derdi, bir diğer yanım da “Bir gün onu geçeceğim!” diye düşünürdü.



—Çok şey öğrenmişsin.



Tanahashi: Kesinlikle. Hem çok şey öğrendim hem de iş açısından rahat bir görevdi. Ama sonra bir de Choshu’yla çalışmaya başladım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlamak İsteyenler İçin | STARDOM Rehberi 2023

Dave Meltzer'in Gözünden Misawa'nın Ölümü ve Kariyeri

Dave Meltzer Gözünden Von Erich Mitolojisi