Çeviri: Ace's High #9-10






 #9


—Son konuşmamızda NJPW’deki ilk iki seçme denemeni konuşmuştuk, ama hiç başka organizasyonların seçmelerine girmeyi düşündün mü?


Tanahashi:
 Hayır, benim için her zaman NJPW vardı. O zamanlar hem New Japan hem de All Japan büyük organizasyonlardı ama AJPW biraz daha eski usul, sert bir havaya sahipti. NJPW ise çok daha düzgün, cilalı bir ürün gibiydi ve güreşçileri de çok daha büyük yıldızlar gibi görünüyordu.


—Yani senin için hep NJPW vardı.


Tanahashi:
 Üç Silahşörler’in etkisi kesinlikle vardı. ‘Eğer buraya girip çok çalışırsam, ben de onlar gibi büyük bir yıldız olabilirim’ diye düşünüyordum.


—Sonunda üçüncü denemede NJPW Dojo’suna girdin. Bu seçme ne zaman oldu?


Tanahashi:
 Üniversitenin üçüncü yılıydı, yani 1997 Kasım civarı olmalı. (Wataru) Inoue, (Katsuyori) Shibata, şu an antrenör olarak çalışan Nijima ve bir kişi daha vardı, hep birlikte kabul edildik.


—Seçmeleri kim yürütüyordu?


Tanahashi:
 Riki Choshu, Kensuke Sasaki ve Black Cat. Choshu beşimizin adını okuduğunda o anı çok iyi hatırlıyorum; sonunda başarmıştım, çok mutluydum.


—O üçüncü sınava bayağı hazırlanmıştın.


Tanahashi:
 Artık ne geleceğini biliyordum tabii (gülüyor). Ama az kalsın eleniyordum. Squat yaparken kalkarken dizlerini tamamen düzleştirmen gerekiyor ama ben bacaklarımı saklamak için tam dikleşmiyordum. Black Cat’in bana baktığını fark edince hemen toparladım.


—Sistemi kandıramazsın! Bu seçmede Shibata ile güreşmişsin, değil mi?


Tanahashi:
 Evet! Minderde biraz yuvarlandık. O zamanlar hâlâ gençti, daha liseden yeni çıkmıştı ve epey zayıftı.


—Shibata’yla ilk karşılaşmandı bu.


Tanahashi:
 Evet ama nedense onun hakem Shibata’nın oğlu olduğunu biliyordum. ‘Demek buymuş o çocuk’ diye düşündüm.


—Ailenden ve arkadaşlarından Dojo’ya kabul edilince nasıl tepkiler geldi?


Tanahashi:
 Ailem çok fazla tepki vermedi. Ama sonradan annemden duydum; arkadaşlarıyla ve iş yerindekilerle çok konuşmuş bu konuyu. ‘Oğlum profesyonel güreşçi olmak istiyor, bu gerçekten doğru mu?’ gibi şeyler söylemiş.


—Endişelenmiş belli ki.


Tanahashi:
 Güreşle alakan yoksa dışarıdan çok garip bir iş gibi görünüyor, değil mi? Arkadaşları ona ‘Bırak yapsın, kulağa harika geliyor!’ demiş. Ama bana sonradan söylediğine göre geceleri ağlıyormuş.


—Karışık duygular. Peki ya küçük kardeşin? Güreş izlemeye onunla birlikte başladığını söylemiştin.


Tanahashi:
 O sırada yalnız yaşıyordum, bu yüzden çok fazla iletişim kurmuyorduk ama ona yarı şaka yarı ciddi, ‘Sen de seçmelere girsene’ diyordum.


—Yani o da atletikti?


Tanahashi:
 Beyzbol takımında atıcıydı ve benden çok daha iyiydi. 189 cm boyunda, çok yakışıklıydı. NJPW'de Takano kardeşlerden sonra ilk büyük kardeş takımı olabilirdik.


—Bir çift Ace!


Tanahashi:
 Ama 19 yaşındayken ciddi bir motosiklet kazası geçirdi, bacağını çok kötü kırdı. Bu, benim güreş işine girdiğim döneme denk geldi, yani ailem için zor bir dönemdi.


—Gerçekten kötü bir zamanlama.


Tanahashi:
 Bir çocuk neredeyse kazada ölüyordu, öteki ise her gün hayatını riske atacağı bir mesleğe adım atıyordu. Ama ailem destek verdi. Babam sonra şöyle dedi: Üniversiteye gittiğimde onun için dönüş olmayacağını hissetmiş. Bana bir mektup yazmıştı...


—Ne yazıyordu?


Tanahashi:
 Çok iyi hatırlıyorum: “Kim olduğunu her zaman bil, kendine dikkat et, tadını çıkar.” Beni anlıyordu ve sanırım hep öne çıkan biri olduğumu bildiğinden, ortamı iyi okuman gerektiğini hatırlatmak istemişti.


—Bu sözlerin içinde çok sevgi var. Peki şimdi kardeşin ne iş yapıyor?


Tanahashi:
 Nagoya’da inşaat sektöründe planlama üzerine çalışıyor. Aslında epey büyük köprülerin yapımında yer aldı.


—Peki öğrenci güreş kulübündeki arkadaşların başarına nasıl tepki verdi?


Tanahashi:
 Çok sevindiler. Seçmeye gideceğimi söylediğimde beni desteklediler, “Kesin yaparsın” dediler. İki kez elenmeme rağmen yanımda kaldılar. Hazırlık için 500, 1000 squat yapıyordum; içlerinden bazıları da benimle birlikte aynısını yapıyordu. Çok destek oldular.


—Gerçekten yanında durmuşlar.


Tanahashi:
 Evet! Bunların hepsi üniversitenin dört yıllık sürecinin üçüncü yılında oldu. Diğer herkes son aylarında iş ararken, benim işim belliydi! O formda şunu yazmayı çok severdim: Gelecekteki iş: New Japan Pro-Wrestling.


—Bu kesinlikle havalıdır.


Tanahashi:
 Ama oraya gelene kadar başımdan çok şey geçti...


#10
—Geçen sefer NJPW Dojo’suna kabul edilmeni konuşmuştuk ama kabul edildikten sonra başlamana kadar geçen sürecin zor geçtiğini söylemiştin. Bunu biraz açar mısın?


Tanahashi:
 Dojo’ya kabul edildiğim anda üniversiteden ayrılmayı planlıyordum ama Riki Choshu beni bir kenara çekti ve “Gelecekte ne olacağını bilemezsin, mezun olman gerek,” dedi.


—Seçmeleri geçen beş kişiden sadece sen beklemek zorunda kaldın, değil mi?


Tanahashi:
 Aynen öyle. İnanamıyordum. Seçmelere üçüncü sınıfın Kasım ayında girdim, yani mezun olana kadar bir yıldan fazla beklemem gerekti.


—Bu yüzden Wataru Inoue ve Katsuyori Shibata senden bir yıl daha tecrübeliydi.


Tanahashi:
 Doğru. Ben girebildiğimde onlar çoktan bir yıl ilerideydi. O sırada ben üniversiteyi bitirmeyi bekleyen, işsiz bir güreşçiydim! (gülüyor)


—Çok sinir bozucu olmalı.


Tanahashi:
 Kesinlikle! Ama Choshu, “Bekleyeceğiz,” dedi.


—Choshu’dan bir bilgelik örneği.


Tanahashi:
 Evet. Sanırım beni eğitimin ortasında bırakırım ya da sakatlanırım diye düşünüyordu. Okulda kalmak, ileride bir şeylerin ters gitme ihtimaline karşı mantıklıydı ama o an için, söylenebilecek en kötü şeydi! (gülüyor)


—Sen kararını çoktan vermiştin.


Tanahashi:
 Aynen öyle! Üstelik bedavaya da mezun olamıyordum! Mezun olabilmem için son yılımda 58 ortalama yapmam gerekiyordu. Oysa en yüksek ortalamam birinci yılda 60’tı! İki puan bile düşsem mezun olamayacaktım!


—Çok zor bir durum.


Tanahashi:
 O yüzden birinci yılda almam gereken ama kaçtığım bütün dersleri o yıl almak zorunda kaldım. Anayasa gibi temel dersler. Koca amfide hazırlık öğrencileriyle birlikte en önde oturuyordum.


—O fiziğinle çok dikkat çekmişsindir.


Tanahashi:
 Evet, bir de saçlarımı sarıya boyamıştım!


—Haha! Bu süreçte arkadaşlarından destek aldın mı?


Tanahashi:
 Tabii! Hepsi bir araya geldi.


—Operasyon “Tana’yı Mezun Et”! (gülüyor)


Tanahashi:
 Aynen öyleydi. Eğer bir yıl daha beklemek zorunda kalsaydım ne kadar üzüleceğimi biliyorlardı, bu yüzden mezun olmam için ellerinden geleni yaptılar. Notlarla falan çok yardımcı oldular. Harika çocuklardı. Kıçımı yırttım, zar zor tezimi bitirdim.


—Ne üzerineydi tezin?


Tanahashi:
 Toto, yani spor bahisleri piyangosu üzerineydi. O zamanlar yeni başlamıştı ve Hiroshi Hase bunun büyük bir destekçisiydi. Benim de ilgi alanlarıma az çok uyuyordu.


—Ders çalışıyordun ama Shibata ve Inoue’ye karşı geri düşmemek için idmanları da aksatmıyordun, değil mi?


Tanahashi:
 Kesinlikle! Hayatımın en zorlu yılıydı muhtemelen.


—Gerçekten mi?


Tanahashi:
 Mesela birinci ve üçüncü ders arasında boşluğum varsa hemen spor salonuna giderdim. Haftada iki gün amatör güreş takımıyla antrenman yapıyordum. Zaman buldukça bisikletle Ristumei Lisesi’nin güreş salonuna gidip oradaki çocuklarla çalışıyordum. Orası Manabu Nakanishi’nin lisesidir bu arada.


—Yani dördüncü sınıfta fizik olarak hiç küçülmedin.


Tanahashi:
 Hayır, hatta seçmelere girdiğimde 80 kiloydum, mezun olduğumda 90’dım.


—Bir yılda 10 kilo! Peki nihayet Dojo’ya başladığın o ilk gün nasıldı?


Tanahashi:
 Klişe olacak ama dün gibi hatırlıyorum. Mezuniyetin ertesi günü, 22 Mart’ta Tokyo’da olmam gerekiyordu. Ailemin evine bir mektup gelmişti, o gün ofiste olmam isteniyordu. Ailem Gifu’dan gelip beni Shinkansen’le Tokyo’ya uğurladı, mezuniyetin hemen ardından.


—Önce ofise gittin yani.


Tanahashi:
 O zamanlar NJPW ofisi TV Asahi’nin Roppongi’deki binasındaydı. Gittim ama kapalıydı, etrafta kimse yoktu!


—Yok artık!


Tanahashi:
 Neyse ki o zamanlar Roppongi’de Tokon Shop vardı, oraya gidip durumu anlattım, onlar da Dojo’yu aradı. O sırada Futori san sorumluydu, “Şimdilik buraya gel,” dedi. Sonrasında ofise ertesi gün gittim ama hâlâ anlayamıyorum, neden tatil günlerinde ofise gelmem söylendi?


—Ama bir şey demedin tabii.


Tanahashi:
 Tabii ki demedim! (gülüyor) O zamanlar Seiji Sakaguchi hâlâ şirketin başkanıydı. Ofise geldiğimde “Bugün bir çaylak daha geldi,” dedi ve beni Kenzo Suzuki’yle tanıştırdı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlamak İsteyenler İçin | STARDOM Rehberi 2023

Dave Meltzer'in Gözünden Misawa'nın Ölümü ve Kariyeri

Dave Meltzer Gözünden Von Erich Mitolojisi